dosteli
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

dosteli

dinimiz,hakinda,her.sey,bulabilirsiniz
 
AnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

F....

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
al_erbil
al_erbil
Cinsiyet: Erkek
Ne Mutlu Türküm Diyene !!!!®
Yaş : 47
Kayıt tarihi : 31/10/08
Mesaj Sayısı : 542
Nerden : islamdunyasindan
http://www.ask-mekani.benimforum.org
MesajKonu: F.... F.... EmptyÇarş. Kas. 05, 2008 5:50 pm

FADALE: (Ar.) Er. 1. Faziletli. 2. Rasulullah'a tabi olmuş sahabedendir. Medineli ilk müslümanlardandır. Birçok hadis rivayeti mevcuttur.

FADIL: (Ar.) Er. - (bkz. Fâzıl).

FADİLE: (Ar.) Ka. - (bkz. Fazıl).

FADİME: (Tür.) Ka. - (bkz. Fatma).

FADL: 1. İyilik. 2. Fazilet. 3. Erdemlilik. Fadl b. Abbas b. Abdülmuttalib: Rasulullah'ın amcası Abbas (r.a.)'ın oğludur.

FAHAMET: (Ar.) Ka. 1. Fahimlik, ululuk. 2. İtibar, kıymet, değer.

FAHHAR: (Ar.) Er. 1. Çok övünen, kendini çok metheden. 2. Çanak, çömlek, toprak testi. 3. Saksı.

FAHİM: (Ar.) Er. 1. Akıllı, anlayışlı, kavrayışlı.2. Ulu, büyük, sayan.

FAHİME: (Ar.) Ka. - (bkz. Fahim).

FAHİR: (Ar.) Er. 1. Övünülecek, iftihar edilecek. 2. Şerefli, kıymetli. 3. Parlak, güzel, mükemmel.

FAHİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Fahir).

FAHREDDİN: (Ar.) Er. - Dinin övdüğü, diniyle övünen. Dinin seçkini. Fahreddin Razi: (Rey 1149-Horat 1209). Müfessir, kelamcı. Dilbilimci. Fizikçi. Tıpçı.

FAHRİ: (Ar.) Er. - Bir karşılık beklemeden yalnızca şeref ve iftihar vesilesi olarak kabul edilen iş. (İş, sıfat, unvan). Fahri aza, fahri üye; maaşsız, ücretsiz veya müessese için gurur kaynağı olan kişi.

FAHRİYYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Fahri). İslami edebiyatla, şairlerin kendi vasıflarından, faziletlerinden ve şairlik kuvvetlerinden bahsettikleri şiirler. Daha çok kasidelerin bir bölümü bu şekildedir.

FAHRUNNİSA: (Ar.) Ka. - (bkz. Fahir). - Çok övünen, şanlı, şerefli, onurlu kadın.

FAİK: (Ar.) Er. 1. Üstün, seçkin, yüksek, ileri. 2. Mümtaz, manevi olarak üstün olan.

FAİKA: (Ar.) Ka. - (bkz. Faik).

FAİZ: (Ar.) Er. - Fevz bulan, muradına ulaşan, başarı kazanan. Kur'an'da müslümanları vasfetme sadedinde birçok yerde geçmektedir.

FAİZA: (Ar.) Ka. - (bkz. Faiz).

FAKI: (Tür.) Er. - Fakih'ten bozma kelime. Anadolu'da okuryazar ve bilgili imam, hoca gibi kimselere eskiden verilen unvan.

FAKİH: (Ar.) Er. l. Bir şey bilen yahut anlayan kimse. 2. Fıkıh ilminde üstad. İslam hukuk bilgini.

FALİH: (Ar.) Er. 1. Felaha eren, başarı kazanan, muradına eren. 2. Toprağı süren, eken.

FARABİ: (t.h.i.) Er. - 870-950 yıllan arasında yaşamış ve Aristo felsefesinin İslam aleminde yayılmasına yol açmış Türk filozofudur. Kendisine muallim-i sani (Aristo'dan sonra 2. üstad) unvanı verilmiştir. Eserlerinin İbn-i Sina üzerinde büyük tesiri vardır. Kanun dediğimiz çalgının mucididir. Asıl adı "Ebu Nasır Muhammed'tir.

FARİS: (Ar.) Er. 1. Atlı (süvari). 2. Binici, ata binmekte maharetli. 3. Ferasetli, anlayışlı. 4. İran'ın güneyindeki Şiraz vilayeti.

FARİSE: (Ar.) Ka. - (bkz. Faris).

FARUK: (Ar.) Er. 1. Haklıyı-haksızı ayırmakta güçlü olan. 2. Doğruyu yanlıştan ayıran. 3. Keskin. - Hz. Ömer'in lakabı; haklıyı haksızdan ayırederek adaleti tam yerine getirmekte ün kazandığı için "Faruk" kelimesiyle adlandırılmıştır.

FARÛKİ: (Ar.) Er. - Hz. Ömer'in nesline yahut adaletine mensup.

FARYAB: (Fars.) Er. 1. Dere ve ırmak suyu ile sulanan yer. 2. Eski Horasan'da Delh'e yakın bir şehir.

FATİH: (Ar.) Er. 1. Fetheden, açan. 2. Bir ülkeyi, şehri veya kaleyi zapteden kimse. 3. Hüküm veren anlamında, Cenab-ı Hakk'ın sıfatlarından biridir. A'raf suresi 89. ayet. - İstanbul'u fetheden yedinci Osmanlı padişahı Sultan Mehmet Han'a bu fethinden ötürü verilen unvan.

FATİN: (Ar.) Er. 1. Zeki, anlayışlı. 2. Zihni açık, kavrayışlı. Uyanık.

FATÎNE: (Ar.) Ka. - ((bkz. Fatin).

FATIMA: (Ar) Ka. 1. Sütten kesilmiş. 2. Kendisi ve zürriyeti cehennemden uzak kılınmış.- Hz. Peygamber'in Hz. Hatice'den dünyaya gelen en küçük kızının adıdır. Hicretten 18 yıl önce 605'te Mekke'de dünyaya gelmiştir. 632 yılında Medine'de vefat etmiştir. 18 yaşında iken Hz. Ali ile evlenmiş, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin, Hz. Ümmü gülsüm ve Hz. Zeyneb adında dört çocuğu vardır. Rasûlullah (s.a.s)'tan sonra 6 ay yaşamıştır. Lakabı Zehra'dır.

FATMAGÜL: (Ar.) Ka. - (bkz. Fatma).

FATMANUR: (Ar.) Ka. - (bkz. Fatma).

FAYİH: (Ar.) Er. - Kendiliğinden dağılan güzel koku.

FAYİHA: (Ar.) Ka. 1. Çiçek veya meyve kokusu. 2. Güzel kokulu nesne.

FAYSAL: (Ar.) Er. 1. Keskin hüküm, karar. 2. Halletme, neticelendirme. 3. Keskin kılıç. 4. Hakim.

FAZIL: (Ar.) Er. 1. Faziletli, fazilet sahibi. 2. Erdemli, faik, üstün. - (bkz. Faik, Fadıl).

FAZILA: (Ar.) Ka. - (bkz. Fazıl).

FAZİLET: (Ar.) Ka. 1. İnsanda iyilik etmeye ve fenalıktan çekinmeye olan devamlı ve değişmez istidat, güzel vasıf. 2. Kişiyi, ahlaklı ve iyi hareket etmeye yönelten manevi kuvvet. 3. İnsanın yaratılışındaki iyilik, iyi huy, erdem. 4. İyi anlak, iffet. - (bkz. Erdem).

FAZLI: (Ar.) Er. 1. Değer, üstünlük, iyilik, fazilet, lütuf. 2. Fazla, ziyade, artık, baki. 3. İki sayının birbirinden olan farkları. 4. İlim ve irfan sahibi. 5. Âli, cenablık, ihsan, cömert. 6. Olgunluk.

FAZLULLAH: (Ar.) Er. - Allah'ın fazlı, erdemi, lütfü.

FECRİ: (Ar.) Er. - Sabaha karşı güneş doğmadan önce ufkun gündoğusu tarafından görülen aydınlığı, tanyerinin ağarması.

FECRİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Fecri).

FEDAİ: (Ar.) Er. l. Canını esirgemeyen, mühim bir maksat uğrunda canını vermeye hazır bulunan. 2. Allah yoluna başkoymuş.

FEDAKÂR: (Fars) Er. - Birleşik isim. Kendini veya şahsi menfaatlerini esirgemeyen.

FEDAYİCAN: (a.f.i.) Er. - Canını vermeye hazır, canını verme.

FEHAMET: (Ar.) Ka. - (bkz. Fahamet).

FEHİM: (Ar.) Er. - Zeki, anlayışlı, pek çok anlayan.

FEHMİ: (Ar.) Er. - Fehme mensup, fehim ile ilgili (bkz. Fehim).

FEHMİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Fehmi).

FELAH: (Ar.) Er. - Kurtuluş, selamet, mutluluk, bahtiyarlık.

FELAK: (Ar.). 1. Gün ağarması. 2. Kur'an-ı Kerim'in 113. suresinin adı. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

FELİN: (Ar.) - Mantar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

FENER: (Yun.) Er. - İçinde ışık kaynağı bulunan şeffaf mahfaza.

FERAĞ: (Fars.) Er. - Serin rüzgar.

FERAH: (Ar.) Ka. 1. Gönül açıklığı. 2. Sevinç, scvinme.

FERAHENGİZ: (f.b.i.) Ka. - Ünlü bir çeşit lale.

FERAHET: (Fars.) - Şan ve şeref. -Erkek ve kadın adı.

FERAHFEZA: (a.f.i.) Ka. 1. Ferah artıran. 2. Türk müziğinin mürekkeb makamlarından. 3. Meşhur bir lale türü.

FERAHNA: (Fars.) Ka. 1. Bolluk, genişlik. 2. Geniş yer.

FERAHNAK: (a.f.b.s.) Ka. - Sevinçli. - Türk müziğinin mürekkeb makamlarından.

FERAHNAZ: (Fars.) Ka. - Nazlı kız.

FERAHŞAN: (a.f.b.s.) Ka. 1. Sevinç veren. 2. Ferah saçan.

FERAMUŞ: (Fars.) Er. - Unutma, hatırdan çıkma, nisyan.

FERASET: (Ar.) Ka. - Anlayışlılık, çabuk seziş.

FERAY: (Fars.) Ka. - Aydınlık, parlak ay, canlılık, süs, zinet.

FERDA: (Fars.) Ka. 1. Yarın. 2. Gelecek zaman, ati. 3. Ahiret, öbür dünya.

FERDANE: (Ar.) Ka. - Tekli, yalnız.

FERDİ: (Ar.) Er. - Fertle ilgili, ferde has, tek başına yapılan.

FERDİYYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Ferdi).

FEREC: (Ar.) Er. 1. Gam, tasa ve sıkıntıdan kurtulma. 2. Zafer.

FERHAD: (f.h.i.) Er. - Anadolu Anonimi'nde Ferhad ve Şirin adıyla meşhur olan eski bir hikayenin erkek kahramanı olup Şirin'in aşıkıdır. - (bkz. Ferhat).

FERHAL: (Fars.) Ka. Kıvırcık ve dolaşık olmayan uzun saç.

FERHAN: (Ar.) Er. 1. Sevinçli, mesut. 2. Şen, memnun.

FERHAT: (Ar.) Er. - Sevinç, neşe. (bkz. Ferhad).

FERHUNDE: (Fars.) Ka. - Mübarek, mesut, meymenetli, kutlu, uğurlu.

FERİD: (Ar.) Er. - Tek, eşsiz, eşi olmayan, kıyas kabul etmez, ölçüsüz, üstün. - Türk dil kurallarına göre "d/t" olarak kullanılır.

FERİDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Ferid). -Kendi reyiyle hareket eden, kibirli, gururlu kimse.

FERİDUN: (Fars.) Er. 1. Sekizinci gök. 2. Pişdadilerin 6. padişahı olup Cemşid sülalesinden demirci Gave'nin yardımıyla Dahhak-ı Mari'yi öldürmüştür. Lakabı Ferruh'tur.

FERİDÜDDİN: (Ar.) Er. - Dinin feridi, tek, eşsiz, kıyas kabul etmez kimse.

FERİT: (Fars.) Er. 1. Avcı kuş. 2. Donmuş, katılaşmış şey.

FERMA: (Fars.). 1. Emreden, buyuran. 2. Amir. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

FERMAN: (Fars.) Er. 1. Emir, buyruk. 2. Padişah tarafından verilen yazılı emir, berat, buyrultu.

FERMEND: (Fars.) Er. - Mevki ve şeref sahibi.

FERRUH: (Fars.) Er. 1. Uğurlu, kutlu. 2. Mübarek. 3. Aydınlık insan. - (bkz. Mübarek).

FERRUHİ: (Fars.) Er. 1. Ferruha ait. 2. Uğurluluk, meymenet. 3. İranlı ünlü şair.

FERZAN: (Fars.) Ka. - İlim ve hikmet.

FERZANE: (Fars.) 1. Alim, bilgin, seçkin. 2. Benzerlerinden, akranlarından ileride. 3. Hakim, feylesof. 4. Tasavvufta, ncfsani bağlantılardan sıyrılmış olan derviş. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

FESAHAT: (Ar.) - Açıklık, duruluk. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

FETANET: (Ar.) Ka. - Zihin açıklığı, zihnin yaratılıştan bir şeyi çabuk ve iyi kavraması. Peygamberlere mahsus beş sıfattan biridir.

FETHİ: (Ar.) Er. - Fethe mensup. Fetih hakkında yazılan kaside.

FETHİYYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Fethi).

FETHULLAH: (Ar.) Er. - Dinin açılması. Yaşamaya başlamak. Allah'ın nusreti.

FETİH: (Ar.) Er. 1. Açma, açış, açılma. 2. Bir ülkeyi, şehri veya kaleyi ele geçirme. 3. Zafer. 4. Kur'an-ı Kerim'in 48. suresi. 5. Kapalılığı giderme, ihtilafı halletme.

FETTAH: (Ar.) Er. 1. Açan, açıcı, zafer kazanmış, üstün gelmiş. 2. Kullarının kapalı işlerini açan, Cenab-ı Hakk'ın isimlerinden.
al_erbil Kullanıcısının İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

F....

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
dosteli :: ÇOCUKLAR DUNYASI :: Çocuk İsimleri Ve Anlamlari -