dosteli
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

dosteli

dinimiz,hakinda,her.sey,bulabilirsiniz
 
AnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

İ....

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
al_erbil
al_erbil
Cinsiyet: Erkek
Ne Mutlu Türküm Diyene !!!!®
Yaş : 47
Kayıt tarihi : 31/10/08
Mesaj Sayısı : 542
Nerden : islamdunyasindan
http://www.ask-mekani.benimforum.org
MesajKonu: İ.... İ.... EmptyÇarş. Kas. 05, 2008 5:47 pm

İBADULLAH: (Ar.) Er. 1. Allah'ın kullan, insanlar, (bkz. Abdullah). 2. Çok, pek çok.

İBER: (Ar.). - İbretler, alınan kötü dersler. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İBHAC: (Ar.). - Sevindirme, sevindirilme. - Erkek ve kadın adı olarakkullanılır.

İBİŞ: (Tür.) Er. l. Ortaoyunu ve kukla tiplerinde gülünç şahıs. 2. Avanak, sersem. Daha çok takma isim olarak kullanılır.

İBN: (Ar.) Er. - Erkek çocuk demektir. Araplarda birçok şahıs babalarının isimleriyle anılmıştır. İbn Abbas (Abdullah): Rasulullah 'in amcası Abbas'ın oğlu. Sahabedendir.

İBRA: (Ar.). Beri kılma, beraat etme, temize çıkarılma, aklanma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İBRAHİM: (Ar.) Er. 1. İnananların babası. 2. Hakların babası. 3. Kur'an'da ismi geçen İbrahim peygamber.

İBRET: (Ar.) Ka. 1. Bir olaydan, kötü bir durumdan ders alma. 2. İbret alınacak olay, iş, acaip, tuhaf.

İBRİN: (Ar.) Ka. - Yüzü parlak, güzel olan sevgili.

İBRİNŞAK: (Ar.) Ka. - Ağaçta, çiçek açma, ağacın çiçeğinin tomurcuğunu yarıp çıkması.

İBRİZ: (Ar.). - Halis, saf altın. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İBSAN: (Ar.) Er. - İnsanın yüzü veya huyu güzel olma.

İBŞAR: (Ar.) - Müjde verme, müjdeleme, muştulama. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İCAZET: (Ar.) Ka. 1. İzin, ruhsat. 2. Diploma.

İCAB: (Ar.) Er. 1. Lazım gelme, gerçek. 2. Bir sözleşme için ilk söylenen söz. 3. Olumlama, olumlu hale gelme.

İCÂBET: (Ar.) Ka. 1. Kabul etme, kabul edilme. 2. Razı olma, uyma.

İCÂBİ: (Ar.) Er. - (bkz. İcab).

İCİ: (Fars.) Er. 1. Hükümdar veziri vekili. 2. Atmaca.

İCLÂL: (Ar.) Ka. 1. Büyültme, saygı gösterme, ikram. 2. Büyüklük, kudret ve kuvvet. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İCMA: (Ar.) Ka. - Dağınık şeyleri toplama, biraraya getirme.

İCMÂL: (Ar.). 1. Özetleme. 2. Özet. 3. Cem, toplama. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İÇKİN: (Tür.). - Varlığın içinde bulunduğu varlığın yapısına karışmış olan. 2. Yalnızca bilinçte olan. 3. Deney içinde kalan, deneyi aşmayan. 4.Dünya içinde dünyada olan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İÇÖZ: (Tür.) Er. - İçli, özlü değerli.

İÇTEN: (Tür.). - Yürekten, candan, samimi. En önemli, can alıcı noktasından. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İDİCANAN: (Ar.) Ka. - Sevgilinin bayramı.

İDİKUT: (Tür.) Er. 1. Kutlu, saadetli. 2. Yüksek rütbeli. 3. Eski Türklerde bir hükümdar ünvanı.

İDİL: (Yun.i.) Ka. 1. Kır hayatını konu edinen yazı veya şiir, aşk hakkında. 2. Küçük ve şairane resim. 3. İçten ve saf aşk.

İDLÂL: (Ar.) Ka. - Naz etme, nazlanma, aşın derecede nazlanma.

İDRİS: (Ar.) Er. 1. Meyvesi hoş kokulu, kerestesi güzel bir kiraz türü. 2. İlim ve fende ileri seviyede olan anlamında. 3. Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen İdris peygamber. 4. İlk kez giysi dikip giydiği için terzilerin, ilk kez kalem kullandığı için yazarların piri sayılmaktadır.

İFAKAT: (Ar.) Ka. 1. Hastalıktan kurtulma, iyileşme. 2. Ayılma.

İFAZA: (Ar.). 1. Feyizlendirme, feyz ve nur verme. 2. Kabı taşıncaya kadar doldurma. - Kadın ve erkek adı olarak kullanılır.

İFDAL: (Ar.). 1. Lütuf ve bağış. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İFFET: (Ar.) Ka. 1. Afiflik, temizlik. 2. Namus.

İFHAR: (Ar.) Er. - Onurlandırma, üstün etme.

İFTİHAR: (Ar.). 1. Şeref, şan. 2. Övünme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İĞDEMİR: (Tür.) Er. - Marangozlukta ağaç delmek için kullanılan çelik araç.

İHLAS: (Ar.) Er. 1. Halis, temiz doğru sevgi. 2. Gönülden gelen dostluk, samimiyet, doğruluk, bağlılık. 3. Kur'an-ı Kerim'in 112. suresinin adı.

İHMİRÂR: (Ar.) Ka. Kızarma, kızıllık.

İHSAN: (Ar.) Er. 1. İyilik etme. 2. Bağış bağışlama. 3. Verilen bağışlanan şey. 4. Lütuf, iyilik.

İHTİMAM: (Ar.) Er. - Dikkatle çalışma, önemle inceleme.

İHTİRAM: (Ar.) Er. - Saygı, hürmet.

İHTİŞAM: (Ar.). - Büyüklük, göz alıcılık, gösterişlilik, görkem. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İHVAN: (Ar.). 1. Sadık, samimi candan dostlar. 2. Aynı tarikata mensup insanlar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İHYA: (Ar.). 1. Diriltme, diriltilme, canlandırma. 2. Taze can verircesine iyilik lütfetme. 3. Yeniden kuvvetlendirme. 4. Uyandırma, canlandırma, tazelik verme. 5. Allah'ın sıfatlarından. - İsim olarak kullanılmaz.

İKAN: (Ar.). - Sağlam biliş, bilme. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İKBÂL: (Ar.). 1. Birine doğru dönme. 2. Baht-talih. 3. İşlerin yolunda gitmesi, bahtlı, saadetli, mutlu olması. 4. Arzu, istek. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İKBAR: (Ar.). Büyük, ulu görme, görülme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İKDAM: (Ar.). 1. İlerleme. 2. İlerlemeye çalışma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İKLİL: (Ar.) Ka. - Taç esfer.

İKLİM: (Yun.). - Bir ülke ya da bölgenin ortalama hava durumunu belirleyen meteorolojik olayların tümü. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İKRAM: (Ar.). 1. Hürmet, saygı gösterme. 2. Ağırlama. 3. Bir şeyi hediye, armağan olarak verme. 4. Hesap dışı yapılan inceleme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İKRAMULLAH: (Ar.) Er. - Allah'ın ikramı, nimeti, bağışı.

İKSİR: (Ar.). 1. Ortaçağ kimyacılarının olağanüstü etkili güçte varsaydıkları cisim. 2. Etkili, yarar şurup. 3. En etkili neden. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İKTİDAULLAH: (Ar.) Er. - Allah'a tabi olma, uyma.

İLBAŞI: (Tür.) Er. - Selçuklular'da köy yöneticisi.

İLBEY: (Tür.) Er. - Bir müddet "vali" karşılığında resmen kullanılan uydurma kelime.

İLBEYİ: (Tür.) Er. - Eski Türkler'de ve Osmanlılarda bazı oymak beyleri ve ileri gelenler için kullanılan ünvan.

İLBİLGE: (Tür.) Er. - Bir ülkenin tanınmış saygın, bilgin kişisi.

İLCAN: (Tür.) Er. - Ülkenin canı, sevdiği kişisi.

İLDEMİR: (Tür.) Er. - Ülkenin en sağlam, güçlü, kuvvetli kişisi,

İLDENİZ: (Tür.). 1. Ülkenin denizi. İldeniz Şemseddin: Azerbaycan Atabeyleri diye de anılan İldenizler Sülalesinin kurucusu. Kıpçaklardandır. (Öl. 1175). - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İLENÇ: (Tür.) Er. - İlenmek amacıyla söylenen söz, ilenme.

İLEY: (Fars.). 1. Huzur. 2. Yan, yön, karşı taraf. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İLGAR: (Tür.) Er. 1. Eski Türklerde at koşularına ve tören olarak yapılan koşulara verilen ad. 2. Atın dört nala koşması.

İLGARİ: (Tür.). 1. Artukluların Mardin ve Silvan kolundan iki Atabeyin adı. 2. Komutan, önder.

İLGİ: (Tür.). 1. İki nesne arasındaki bağ, alaka. 2. Kimyada bir cismin başka bir cisimle birleşmeye olan meyli. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İLGÜ: (Tür.). Engel, mania. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İLGÜL: (Tür.) Ka. 1. Ülkenin gülü. 2. Çok güzel kadın.

İLGÜN: (Fars.) Ka. - Halk, ahali.

İLHAM: (Ar.). 1. Allah tarafından insanın gönlüne doldurulan şey. 2. Peygamberin gönlüne gelen ilahi düşünceler. 3. Günlük, olağan şey. 4. İçe-gönüle doğma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İLHAMİ: (Ar.) Er. - (bkz. İlham).

İLHAN: (Fars.) Er. - Moğol hükümdarlarına verilen unvan.

İLİG: (Tür.) Er. - Hükümdar ve hükümdar ailesi mensuplan.

İLİGHAN: (Tür.) Er. Karahanlı hükümdar.

İLKAN: (Tür.) Er. 1. İlk kan. 2. İran'da İlhanlılar'dan sonra bir devlet kuran Türk hükümdarı.

İLKAY: (Tür.). - Yeni ay, ayın ilk hali. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İLKBAHAR: (Tür.) Ka. - Yılın ilk mevsimi, bahar.

İLKBAL: (Tür.) Ka. - İlk doğan kız çocuklarına verilen ad.

İLKCAN: (Tür.) Er. - İlk doğan erkek çocuklarına verilen ad.

İLKE: (Tür.) 1. Kendisinden türetilen ilk madde. 2. Temel düşünce, temel kanı, umde, prensip. 3. Temel bilgi. 4. Öncül. 5. Davranış kuralı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İLKEHAN: (Tür.) Er. - Yeni ilkeler, kanunlar koyan hükümdar, yönetici.

İLKER: (Tür.) Er. - İlk doğan çocuk.

İLKİM: (Tür.). - İlk doğan çocuklara verilen ad. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İLKİN: (Tür.) - Önce, öncelikle, uydurma bir kelime. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İLKNAZ: (Tür.) Ka. - İlk doğan kız çocuklarına verilen isim.

İLKNUR: (Tür.) Ka. - İlk ay, ayın ilk hali.

İLKSEL: (Tür.) - Uzun süre çocuğu olmayanların daha sonra ikiz ve üçüz çocukları olduğunda verilen isim. -Erkek ve kadın adı olarak kulanılır.

İLKSEN: (Tür.) - (bkz. İlknaz). - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İLKSER: (Tür.) Er. - İlk baş, ilk önce, birinci.

İLKSEV: (Tür.) Ka. - (bkz, İlknaz).

İLKSEN: (Tür.) Ka. - (bkz. İlksen).

İLKUT: (Tür.) Er. - Kutlu, mutlu, uğurlu ülke.

İLKUTAY: (Tür.) Er. - Kutsal ülke.

İLKYAZ: (Ar.) Ka. - İlkbahar, yaz başlarında doğanlara verilen ad.

İLLİYYUN: (Ar.). - Gökyüzünün ve cennetin en yüksek tabakası. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İLMA: (Ar.). 1. Parlatma. 2. Belirleme, işaret etme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İLMEN: (Tür.) Er. - Bir ülke halkından olan kimse, yurttaş. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İLMİ: (Ar.) Er. - İlimle, bilgi ile ilgili.

İLMİYE: (Ar.) Ka. - İlme ait, ilme mensup.

İLSAK: (Ar.) - Birleştirme, kavuşturma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İLSAVUN: (Tür.) Er. - Ülkeni düşmanlardan koru.

İLSEV: (Tür.) - Ülkeni sev, ülkesini seven. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İLSEVEN: (Tür.) - (bkz. İlsev).

İLSU: (Tür.) - Ülkenin suyu, bereketi, bolluğu. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İLŞEN: (Tür.) Ka. - Mtlu, şen ülke.

İLTAN: (Tür.) Er. - Ülkeni tanı, ülkesini tanıyan seven.

İLTAY: (Tür.) Er. - (bkz. İltan).

İLTEBER: (Tür.) Er. - Eski Türklerde vali, kumandan anlamlarında unvan.

İLTEKİN: (Tür.) Er. - Tek ve eşsiz ülke.

İLTEMİR: (Tür.) Er. - (bkz. İltekin).

İLTEMİZ: (Tür.) Er. - (bkz. İltekin).

İLTEMÜR: (Tür.) Er. - (bkz. İltekin).

İLTER: (Tür.) Er. - Yurdunu seven, koruyan, gözeten.

İLTİCAULLAH: (Ar.) Er. - Allah'a sığınma, iltica etme.

İLTİFAF: (Ar.) Ka. 1. Sarınma, bürünme, örtünme. 2. Çiçeklerin bürüm bürüm katmerleşmesi.

İLTİFAT: (Ar.) 1. Yüzünü çevirip bakma. 2. Dikkat. 3. Hatır sorma, gönül alma. 4. Sözünü başka bir kişiye çevirme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İLTİKA: (Ar.) Ka. - Rast gelme, kavuşma, karşılaşma, buluşma.

İLTİKAULLAH: (Ar.) - Allah'a kavuşma, hidayete erme.

İLYAS: (İbr.) Er. - Yağmurlara hükmeden İsrail peygamberi. Kur'an-ı Kerim'de 3 yerde adı geçen peygamberin ismidir. Hızır (a.s.) olduğunu söyleyenler vardır.

İMAD: (Ar.) Er. - Direk, kolon.

İMADEDDİN: (Ar.). 1. Dinin direği. Daha çok unvan olarak kullanılır. -Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır.

İMAM: (Ar.) Er. 1. Namazda kendisine uyulan kimse. 2. Önde bulunan, önayak olan kimse. 3. Halife. Devlet başkanı. 4. Mezhep kuran yüksek dereceli alim. 5. Hz. Ali neslinden gelen. 6. İmam-ı Âzam: Hanefiyye mezhebinin kurucusu.

İMÂR: (Ar.) Er. - Şenlendirme, bayındırma.

İMAREDDİN: (Ar.) Er. - Dini alanda yenilik yapan, dinin yönlendirdiği kimse. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır.

İMDÂD: (Ar.) Er. 1. Yardım eden. 2. Yardıma gönderilen kuvvet. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

İMER: (Tür.) - Çok zengin, varlıklı. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İMGE: (Tür.) - Hayal karşılığı olarak kullanılan ve Fransızca İmaj kelimesine benzetilerek uydurulan kelime.

İMRÂN: (Ar.) Er. 1. Evine bağlı kalan. 2. Hz. Meryem'in babası, Âl-i İmran: İmran ailesi. Musa, Harun-Meryem ve İsa. - Kur'an-ı Kerim'in 3. suresi.

İMREN: (Tür.) - Görülen bir şeyi veya herhangi bir isteği elde etmek istemi, gıbta. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İMRUZ: (Fars.) - Bugün. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İNAK: (Ar.) Er. - Gerçek dost, arkadaş, sırdaş.

İNAKA: (Ar.) Ka. - Aşın güzelliği ve çekiciliği ile hayat verme, verilme.

İNALKUT: (Tür.) Er. - İnanılan doğru, uğurlu ve kutlu kimse.

İNALTEKİN: (Tür.) Er. - (bkz. İnalkut).

İNAMULLAH: (Ar.) Er. - Allah'ın nimeti, iyiliği.

İNAN: (Ar.) Er. 1. Dizgin. 2. İdare etme, yürütme. 3. (Tür.) Bir kimse ya da şeyin doğruluğunu büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme, iman.

İNANÇ: (Tür.) Er. 1. Bir fikre olan bağlılık, kesin kabul. 2. İman. 3. Kesin kabulle bağlanılan şey. 4. İnanılır şey. 5. Doğru, emin.

İNANÖZ: (Tür.) Er. - Özünde inanç olan, iman eden.

İNARE: (Ar.). - Nurlandırma, aydınlatma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İNAYET: (Ar.) Ka. 1. Dikkat. 2. Gayret, özenme. 3. Lütuf, ihsan, iyillik.

İNAYETULLAH: (Ar.) Er. - Allah'ın lütfü. Allah'ın ihsanı. İnayetullah Kenbu: Şah Cihan dönemini anlatan, Şahcihanname isimli yapıtın sahibi. Hintli tarihçi, yazar.

İNCİ: (Tür.) Ka. 1. İstiridye cinsinden deniz hayvanlarının içinde çıkan parlak, yuvarlak ve ziynet eşyası olarak kullanılan kıymetli taş. 2. Küçük, temiz ve sevimli. 3. Kıymetli.

İNCİFEM: (t.a.i.) Ka. - İnci gibi güzel ağızlı.

İNCİFER: (t.f.i.) Ka. - İnci gibi parlak güzel.

İNCİLÂ: (Ar.) Ka. 1. Parlama, cilalama. 2. Görünme, belli olma. 3. Parlaklık, ışık.

İNCİLAY: (Tür.) Ka. - Ay'ın en ince olan zamanı. - İnci ve ay kelimelerinden birleşik isim.

İNCİSER. (t.f.i.) Ka. - Baş inci, en güzel inci.

İNDİRA: (Ar.) 1. Girişim. 2. Öne geçme. 3. Bulut altından sıyrılma. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İNFAKULLAH: (Ar.). - Allah'ın yardımı, nafakası, infakı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İNKİYADULLAH: (Ar.) Er. - Allah'a boyun eğme, teslim olma, kendini teslim etme.

İNŞAT: (Ar.) Er. - Neşelendirme, (bkz. Neşet).

İNŞAULLAH: (Ar.) Er. - Allah'ın yapması, meydana getirmesi.

İNŞİLÂL: (Ar.) 1. Şelale oluşturma. 2. Şiddetle dökülme, atılarak akma.-Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İNŞİRAH: (Ar.) Er. 1. Açılma. 2. Açıklık, ferahlık. - Kur'an-ı Kerim'de bir süre adı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İNŞİRAK: (Ar.) 1. Çatlayıp yarılma, yarık olma. 2. Parlama. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

İPAR: (Tür.) Ka. 1. Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen bir çeşit dikenli otun sarımtrak çiçekleri, kurusa bile uzun süre kokusu gitmez.

2. Güzel koku, misk, anber.

İPEK: (Tür.) Ka. - İpekböceği denilen ve dut yaprağı ile beslenen kurdun ördüğü koza çözülerek elde edilen, kumaş dokumada kullanılan parlak ve ince tel.

İRADE: (Ar.) Er. 1. İstem. 2. Emir. 3. (bkz. İstem).

İRCA: (Ar.) 1. Geri çevirme, geri döndürme. 2. (Kim.) indirgeme. - Erkek ve kadın adı olarak
al_erbil Kullanıcısının İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

İ....

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
dosteli :: ÇOCUKLAR DUNYASI :: Çocuk İsimleri Ve Anlamlari -