dosteli
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

dosteli

dinimiz,hakinda,her.sey,bulabilirsiniz
 
AnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

T....

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
al_erbil
al_erbil
Cinsiyet: Erkek
Ne Mutlu Türküm Diyene !!!!®
Yaş : 47
Kayıt tarihi : 31/10/08
Mesaj Sayısı : 542
Nerden : islamdunyasindan
http://www.ask-mekani.benimforum.org
MesajKonu: T.... T.... EmptyÇarş. Kas. 05, 2008 5:27 pm

TABDAN: (Fars.) Ka. -Işıklı, parlak.

TABENDE: (Fars.) Ka. - Parlayan, ışık veren

TABERİ: (Ar.) Er. - Büyük İslâm tarihçilerinden biri.

TABİSTAN: (Fars.) Ka. - Yaz.

TABİYE: (Ar.) Ka. - Yerli yerine koyup hazırlama, düzenleme.

TABNAK: (Fars.) Ka. - Parlak.

TACAL: (Tür.) Er. - Üstün ol, baş ol.

TACAVER: (Fars.) Er. - Padişah, hükümdar.

TACEDDİN: (Ar.) Er. - Dinin tacı. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

TACISER: (Ar.) Ka. - Baş tacı, en çok sevilen, sayılan.

TACİ: (Ar.) Er. - Taçla ilgili.

TACİK: (Fars.) Er. - İran ve Türkistan'da yaşayan İran asıllı, Farsça konuşan halktan olan kimse.

TACİM: (Ar.) Er. - Noktalama, noktalatma.

TACİR: (Ar.) Er. - Ticareti meslek edinmiş olan,

TACİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tacir).

TAÇKIN: (Tür.) Er. - Gurur.

TAÇNUR: (Ar.) Ka. - Işıktan nurdan taç.

TAFDİL: (Fars.) - Birini diğerinden üstün tutma. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAFLAN: (Tür.) - Gülgillerden kışın yaprağını dökmeyen bir bitki. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAFRA: (Ar.) Er. 1. Yukarıya sıçrama, atlama. 2. Yukarıdan atıp tutma, gururlu davranış. 3. İlmiyyede rütbe, derece alma.

TAFTE: (Fars.) 1. Bükülmüş, katlanmış. 2. Yanmış, yanık. 3. Aydınlık, parlak. 4. Üzgün, ciğeri yanmış, aşık. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAFTİN: (Ar.) Er. - Akıl erdirme, anlama, tefhim.

TAĞALAP: (Tür.) Er. - Dağ alp. Dağ gibi güçlü, gösterişli, heybetli yiğit.

TAĞAR: (Tür.) Er. - Kapı, çanak, çömlek.

TAĞMAN: (Tür.) Er. - Dağ gibi iriyarı, gösterişli.

TAHA: (Ar.) Er. - Kur'an-ı Kerim'in 20. suresi. - Hz. Ömer'e müslüman olmadan önce okunan ilk sure. Hz. Ömer bu sureden etkilenmiş ve müslüman olmuştur.

TAHİR: (Ar.) Er. 1. Temiz, pak. 2. Türk musikisinde basit bir makam. 3. Her türlü günah ve ayıptan arı olduğundan Rasulullah (s.a.s)'a bu isim verilmiştir.

TAHİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tahir).

TAHİYYE: (Ar.) Ka. 1. "Allah ömür versin" demek. Selam verme, hayır dua etmek. 2. Mülk, malikiyyet.

TAHRİM: (Ar.) Er. 1. Haram kılma, kılınma. 2. Kur'an-ı Kerim'in 66. sûresi.

TAHRİME: (Ar.) Ka. - Namaza başlarken "Allahu ekber" deme.

TAHSİN: (Ar.) Er. - Güzel bulma, beğenme. Aferin deme alkışlama.

TAKSİNE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tahsin).

TAHSİR: (Ar.) Er. - Hasret bırakma, bırakılma. Hasret etme, edilme.

TAHUR: (Ar.) Er. - Pek temiz, temizleyici.

TAHZİR: (Ar.) Er. - Yeşil renk verme.

TAHZİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tahzir).

TAİB: (Ar.) Er. - Tevbe eden. Günahlarından dolayı pişmanlık duyup Allah'tan af dileyen, müslüman.- Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.

TAİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Taib).

TAİF: (Ar.) Er. - Tavaf eden. Dönen, dolaşan.

TAİFE: (Ar.) Ka. - Bölük, takım, güruh, fırka. Kavim, kabile. Tayfa.

TAİL: (Ar.) Er. - Fayda, yarar.

TAİR: (Ar.) Er. - Uçan, uçucu.

TAİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Tair).

TAKAT: (Ar.) Er. - Güç, kuvvet.

TAKDİR: (Ar.) Er. 1. Beğenme, değer verme. 2. Allah'ın isteği, Allah'ın yazdığı. İnsan için tesbit edilen hayat çizgisi.

TAKDİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Takdir).

TAKİ: (Ar.) Er. - Günahtan haramdan kaçınan, dinine bağlı.

TAKİYYUDDİN: (Ar.) Er. - Dinde muttaki, Allah'tan hakkıyla korkan kişi.

TAKRİN: (Ar.) Er. - Beraber bulundurma, yaklaştırma.

TAKRİNE: (Ar.) Ka. - (bkz. Takrin).

TAKVA: (Ar.). - Allah korkusuyla dinin yasak ettiği şeylerden çekinme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TALAC: (Fars.) Er. 1. Ses, seda, çığlık. 2. Meşale. 3. Kavga.

TALAŞ: (Tür.) Er. 1. Yelin kaldırdığı toz. Fırtına, kasırga. 2. Can sıkıntısı. 3. Köşe. 4. Oğuzların 24 boyundan biri.

TALAT: (Ar.) - Yüz, çehre. Yüz güzelliği. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TALAY: (Tür.) Er. 1. Deniz, büyük nehir, taloy. 2. Çok fazla.

TALAYER: (Tür.) Er. - Deniz eri, denizci.

TALAYHAN: (Tür.) Er. – Denizlerin hakanı, hükümdarı.

TALAYKAN: (Tür.) Er. - Denizci kanı taşıyan.

TALAYKUT: (Tür.) Er. - Kutsal deniz.

TALAYMAN: (Tür.) Er. – Deniz adamı, denizci.

TALAZ: (Tür.) Er. - Kasırga, fırtına.

TALHA: (Ar.) Er. 1. Zamk ağacı. 2. Talha b. Ubeydullah. İslam dinini kabul eden ilk 10 kişiden biri, cennetle müjdelenmiştir.

TALİA: (Ar.) Ka. 1. Tulu eden, öncü. 2. Talih, şans, kısmet.

TALİB: (Ar.) Er. 1. Talep eden arayan, isteyen; istekli. 2. Alıcı müşteri. 3. Medrese talebesi, talebe. - Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.

TALİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Talib).

TALİH: (Ar.) Er. - Şans, talih, kader.

TALİHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Talih).

TALİK: (Ar.) Er. 1. Güleryüzlü. 2. Düzgün söz söyleyen.

TALİYE: (Ar.) Ka. 1. Sonradan gelen, bir şeyin arkası sıra giden. İkinci derecede olan. 2. Kur'an okuyan.

TALU: (Tür.). 1. Seçkin, seçilmiş, güzel. 2. İki kürek kemiği arası. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TALUY: (Tür.) Er. - Deniz, okyanus, talay.

TALUT: (İbr.) Er. - Bakara suresinde İsrailoğulları hükümdarlığına Allah tarafından tayin edilen ve az bir askerle Calut'un ordularını yok eden komutan.

TAMAY: (Tür.). - Dolunay, ayın ondördü. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAMER: (Tür.) Er. - Nitelikli, saygın kişi.

TAMERK: (Tür.) Er. - Güçlü, kuvvetli kimse.

TAMERKİN: (Tür.) Er. - (bkz. Tamerk).

TAMKOÇ: (Tür.) Er. - Koç gibi güçlü.

TAMKUT: (Tür.) Er. - Çok mutlu, talihli kimse.

TAN: (Tür.) 1. Güneş doğmadan önceki alacakaranlık, şafak vakti. 2. Sabah, akşam esen serin esinti. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANAÇAN: (Tür.) Er. - Sabah alacakaranlık.

TANAK: (Tür.) Er. - Garip, tuhaf, şaşırtıcı.

TANALP: (Tür.) Er. - Aydın, bilge yiğit.

TANALTAN: (Tür.) Er. - Tan - altan.

TANALTAY: (Tür.) Er. - Tan - altay.

TANAY: (Tür.) - Şafak ve ay. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANAYDIN: (Tür.) Er. - Aydınlık şafak.

TANBAY: (Tür.) Er. - Tan - bay.

TANBEK: (Tür.) Er. - Aydın bey.

TANBERK: (Tür.) Er. - 1. Şafak çizgisi. 2. Parlayan şimşek..

TANBEY: (Tür.) Er. - Şafak gibi aydınlık kimse.

TANBOLAT: (Tür.) Er. - Tan renginde çelik.

TANCAN: (Tür.) Er. - Önü aydınlık kimse.

TANDAN: (Tür.) - Tan vaktinde doğan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANDOĞAN: (Tür.) Er. - Ağaran şafak.

TANDOĞDU: (Tür.) Er. - Tan vakti doğan kimseye verilen isim.

TANDORUK: (Tür.) Er. - Dorukların ilk ışıklarla aydınlanması.

TANEGÜL: (Tür.) Ka. - Biricik gül.

TANER: (Tür.) Er. - (bkz. Tan).

TANFER: (t.f.i.) Er. - Tan vaktinin yan aydınlığı.

TANGÜN: (Tür.) Er. - Şafakla başlayan aydınlık gün.

TANIN: (Tür.) Er. - Herkesçe adın duyulsun, ünlen.

TANIR: (Tür.) Er. - Anımsar, bilir. Bilip ayıran, seçen.

TANIRCAN: (Tür.) Er. - Cana yakın. Çabuk tanışıp yaklaşan.

TANIRER: (Tür.) Er. - (bkz. Tanır-can).

TANJU: (Tür.) Er. - Türk hükümdarlarına Çinliler tarafından verilen unvan.

TANKAN: (Tür.) Er. - Şafak gibi aydınlık, temiz soydan gelen.

TANKOÇ: (Tür.) Er. - Tan koç.

TANKUT: (Tür.) Er. - Kutlu, uğurlu sabah.

TANÖREN: (Tür.) Er. - Şafakta çalışan.

TANPINAR: (Tür.) Er. - Tan pınar.

TANSAN: (Tür.) Er. - Tan gibi aydınlık, temiz adı olan. .

TANSEL: (Tür.) Ka. - Tan sel.

TANSELİ: (Tür.) Ka. - Tan seli.

TANSIK: (Tür.) Er. 1. İnsanın aklnının alamayacağı, şaşırtıcı, olağanüstü olayı mucize. 2. Özlem, hasret. 3. Değerli, kıymetli. 4. Tatlı, nefis.

TANSOY: (Tür.) Er. - Şafak gibi aydınlık soyu olan.

TANSU: (Tür.) - Şafağın aydınlattığı su. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANUĞUR: (Tür.) Er. - Uğurlu, mübarek sabah vakti.

TANVER: (Tür.) Er. - Şafak gibi ışık saç, aydınlat.

TANYEL: (Tür.) - Şafak vakti esen rüzgar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANYELİ: (Tür.) - Tan vakti esen yel. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANYERİ: (Tür.) - Güneş doğmak üzereyken, ufukta hafifçe aydınlanan yer. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANYILDIZ: (Tür.) - Çoban yıldızı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TANYOL: (Tür.) Er. - Şafak yolu, aydınlık yol.

TANYOLAÇ: (Tür.) Er. - Aydınlığa götüren, yol açan.

TANZER: (Tür.) - San, altın renginde tanyeri. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAPGAÇ: (Tür.) Er. - Ünlü. Aziz.

TAPIK: (Tür.) Er. 1. Saygı, hürmet. 2. İkram, hizmet.

TARA: (Fars.) - Yıldız, necim. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TARAB: (Ar.) - Sevinç, şenlik. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TARABENGİZ: (Fars.) Ka. - Sevindirici, coşturucu.

TARAİF: (Ar.) Ka. - Az bulunur, ince şeyler.

TARAN: (Tür.) Er. 1. Geniş alan. 2. İn. 3. Kuş ya da balık kümeleri.

TARANCI: (Tür.) Er. - Rençper, çiftçi.

TARAVET: (Ar.) Ka. - Güzellik, tazelik, genç.

TARDU: (Tür.) - Armağan, hediye. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TARHAN: (Tür.) 1. Oğuzlarda demirci ve zanaatçı ustaları. 2. Esnaf temsilcileri. 3. Büyük toprak sahipleri, büyük tüccarlar. 4. Han ve komutan unvanı.

TARHUN: (Ar.) - Hekimlikte kullanılan ıtırlı bir bitki. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TÂRIK: (Ar.) Er. - Sabah yıldızı, zühre, venüs, yol. Tarık b. Ziyad (Öl. Şam 720): Berberi asıllı İslam komutanı. Cebeli Tarık'ı geçip İspanya'yı fethetti. İslam egemenliğini sağlayıp Endülüs İslam Devleti'nin kurulmasını sağladı.

TARIM: (Tür.) 1. Göllere, kumluklara dökülen çay kollan. 2. Verim almak için toprak üzerinde yapılan çalışmaların tümü. 3. (Uygurca'da) kadınlara verilen bir unvan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TARIMER: (Tür.) Er. - Tarımla uğ­raşan kimse.

TARKAN: (Tür.) Er. 1. İslam'dan önce Türklerin kullandığı, vekil, vezir, bey gibi unvan. 2. Ayrıcalıklı, saygın kişi.

TARİM: (Fars.) Ka. 1. Çardak. Kubbe. 2. Gökyüzü.

TASVİR: (Ar.) Ka. 1. Betimleme. 2. Resim.

TAŞAN: (Tür.) - Coşkulu, taşkın. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAŞBOĞA: (Tür.) Er. - Taş gibi sert, boğa gibi güçlü kimse.

TAŞCAN: (Tür.) Er. - Taş gibi sağlam kimse.

TAŞDEMİR: (Tür.) Er. - Taş ve demir gibi güçlü, sağlıklı.

TAŞEL: (Tür.) Er. - Sağlam güçlü el.

TAŞER: (Tür.) Er. - Sağlam güçlü kimse.

TAŞGAN: (Tür.) - Pınar, kaynak. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAŞKAN: (Tür.) Er. - Sağlam, güçlü soydan gelen.

TAŞKIN: (Tür.) Er. 1. Taşmış halde bulunan. Coşkun. Aşırı. 2. Akarsuların yatağa sığmayacak miktarda su taşıması sırasında meydana gelen su yayılması olayı.

TAŞKINAY: (Tür.) - (bkz. Taşkın). -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAŞKINER: (Tür.) Er. - Coşkulu, coşkun kimse.

TAŞTEKİN: (Tür.) Er. - Emin, dayanılır, sağlam kişi.

TATAR: (Tür.) 1. Bir Türk kavmi. 2. Posta sürücüsü. 3. Gül zambak gibi çiçeklerin açılmamış goncaları. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TATU: (Tür.) - Barış, sulh. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAVGAÇ: (Tür.) Er. - Çekicilik, cazibe.

TAVİL: (Ar.) Er. 1. Uzun. Çok süren. 2. Aruzda bir ölçek.

TAYBARS: (Tür.) Er. - Pars gibi güçlü tay (çocuk).

TAYBE: (Ar.) - Medine-i Münevvere. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAYCAN: (Tür.) Er. - Genç ve güçlü kimse.

TAYF: (Ar.) 1. Görüntü. 2. Bileşik bir ışık demetinin bir pirizmadan geçtikten sonra ayrıldığı basit renklerden oluşmuş görüntü. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

TAYFUN: (Tür.) Er. - Büyük okyanus ve Çin Denizi'nde görülen şiddetli fırtına.

TAYFUR: (Ar.) Er. 1. Küçük bir kuş türü. 2. Tayfuriye tarikatını kuran Beyazıd Bestami Ebu Zeyd Tayfur'un adı.

TAYGAR: (Ar.) Er. - Uçan uçucu. Gaza dönüşen.

TAYGUN: (Tür.) Er. - Çocuk, torun.

TAYGUNER: (Tür.) Er. - Erkek torun

TAYI: (Ar.) Er. - Bir işi kendi isteğiyle yapan.

TAYKARA: (Tür.) Er. - Esmer, ka-rayağız çocuk.

TAYKOÇ: (Tür.) Er. - Tay - koç.

TAYKURT: (Tür.) Er. - Tay - kurt.

TAYKUT: (Tür.) Er. - Kutlu uğurlu çocuk.

TAYLAK: (Tür.) Er. 1. Yeni doğmuş at yavrusu. Biniye gelmiş iki yaşında at yavrusu. Deve yavrusu. 2. Yaramaz çocuk.
al_erbil Kullanıcısının İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

T....

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
dosteli :: ÇOCUKLAR DUNYASI :: Çocuk İsimleri Ve Anlamlari -