al_erbil
Cinsiyet:
Ne Mutlu Türküm Diyene !!!!®
Yaş : 47
Kayıt tarihi : 31/10/08
Mesaj Sayısı : 542
Nerden : islamdunyasindan
Konu: Y ARFIYLA BASLAYAN Çarş. Kas. 05, 2008 5:19 pm
YA'KUB: (Ar.) Er. 1. Erkek keklik. 2. İbranice, "Takib eden, izleyen". -Hz. Yusuf (a.s.)'un babası ve Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen 25 peygamberden (Hz. Ya'kub). Hz. İshak (a.s.)'ın oğlu. - Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır. YABAN: (Fars.) Er. 1. Yabancı. 2. Issız kır, ova, çöl, sahra. 3. Dışarı, başka ülke, gurbet. 4. Ekin tarlası. YABAN GÜLÜ: (Fars.) Ka. 1. Kır gülü. Bozkır çiçeği. 2. Kuşburnu. YABAR: (Tür.) Er. - Güzel koku, misk. YABENDE: (Fars.) - Bulucu, bulan. Keşfeden. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YABGU: (Tür.) Er. - Eski Türk devletlerinde "hükümdar" anlamında kullanılan bir unvan. YADE: (Fars.) Ka. - Hatıra. YADİGAR: (Fars.) - Bir kimseyi ya da bir olayı anımsatan kimse. Bırakılan anı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YAFES: (Ar.) Er. - Hz. Nuh (a.s.)'un üçüncü oğlu. Tufandan sonra Hazar denizinin kuzeyine yerleşmiştir. Türk soyunun atası olduğu söylenir. YAĞAN: (Tür.). - Yağmur, kar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YAĞIN: (Tür.) Er. 1. Yağmur. 2. Düşman yağı. 3. Yiğit. 4. Arka, sırt. YAĞINALP: (Tür.) Er. - (bkz. Yağın). YAĞIZ: (Tür.) Er. 1. Esmer. 2. Doru. 3. Yiğit. 4. Bakımlı hayvan. YAĞIZALP: (Tür.) Er. - Esmer, güçlü yiğit. YAĞIZBAY: (Tür.) Er. - Esmer kimse. YAĞIZER: (Tür.) Er. - Esmer kimse. YAĞIZHAN: (Tür.) Er. 1. Esmer hükümdar. 2. Yeğni, katı, cesur han. YAĞIZKAN: (Tür.) Er. - Asil, soylu kan. YAĞIZKURT: (Tür.) Er. - Esmer, güçlü, kuvvetli kimse. YAĞIZTEKİN: (Tür.) Er. - Esmer, güçlü, erkek. YAĞMUR: (Tür.) Ka. - Gökten damlalar halinde düşen su. YAĞMURCA: (Tür.) Er. - Bir tür geyik. Dağ keçisi. YAHŞİ: (Tür.) Er. 1. İyi, güzel, çok güzel. 2. Yiğit, yakışıklı. 3. Toy, deneyimsiz genç. YAHŞİBAY: (Tür.) Er. - İyi tanınan, saygın kimse. YAHŞİHAN: (Tür.) Er. - Genç, güzel hükümdar. YAHYA: (İbr.) Er. - 'Allah lütufkardır" anlamında. Kur'an-ı Kerim'de 5 yerde ismi geçen ve Zekeriyya (a.s.)'nın oğlu olan peygamber. YAKAZAN: (Ar.) Ka. - (bkz. Yakzan). YAKTIN: (Fars.) Er. - Kabak. Kavun, karvpuz, hıyar gibi toprakta uzanıp, yetişen bitki. YAKUT: (Ar.) 1. Parlak kırmızı, şeffaf kıymetli taş. 2. Sibirya'nın kuzey kısmında yaşayan bir Türk kavmi. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YAKZAN: (Ar.) Er. - Uyanık, gözü açık. YALABUK: (Tür.) Er. 1. Güzel, yakışıklı, sevimli. 2. Parlak, ışıltılı. Şimşek. 3. Çevik, atik, işgüzar. 4. Kavgada üstün gelen. YALAP: (Tür.) Er. 1. Parıltı. 2. İvedi, hızlı, çabuk. 3. San renkli bir kuş. 4. Şimşek. YALAVAC: (Tür.) Er. - Peygamber, elçi. YALAZ: (Tür.) Er. 1. Alev. 2. Bayrak. YALAZA: (Tür.) - Alev. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YALAZABEY: (Tür.) Er. - Ateş gibi. YALAZALP: (Tür.) Er. - Alev gibi parlak yiğit. YALAZAN: (Tür.) - Berk, şimşek. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YALAZAY: (Tür.) - Ayın kırmızı ışıklar açar hali. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YALÇIN: (Tür.) Er. 1. Sarp. 2. Düz kaygan. 3. Parlak, cilalı. YALÇINER: (Tür.) Er. - (bkz. Yalçın). Çetin, sert ve yiğit. YALÇINKAYA: (Tür.) Er. - bkz. Yalçın. YALÇUK: (Tür.) Er. 1. Parlak, parlayan. 2. Elçi. YALDIRAK: (Tür.) Er. - Ak, parlak, ışıltılı. YALE: (Fars.) - Sığır boynuzu. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YALGIN: (Tür.) Er. 1. Serap, ılgın. 2. Alev. YALIM: (Tür.) Er. 1. Alev, ateş. 2. Kılıç, bıçak vb. kesici yüzü. 3. Kaya. Sarp yer, uçurum. 4. Şimşek. 5. Kuvvet, kudret. 6. Onur, derece. 7. Çalım, gurur. YALIN: (Tür.) 1. Gösterişsiz, sessiz, sade. 2. Alev, ateş. 3. Taş, büyük kaya. 4. Çıplak, örtüsüz. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YALINALP: (Tür.) Er. - (bkz. Yalın). YALINAY: (Tür.) - (bkz. Yalın). Ayın en görkemli ve sade görüntüsü. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YALINÇ: (Tür.) Er. - Karışık olmayan, sade, yalın, yapılması ve anlaşılması kolay olan. YALKI: (Tür.) Er. 1. Yalın, tek. 2. Işın. YALKIN: (Tür.) Er. - (bkz. Yalgın). YALMAN: (Tür.) Er. 1. Kılıç, kama, bıçak, mızrak'ın ağzı veya ucu. 2. Sarp, dik. Eğik, eğinik. YALTIR: (Tür.) Er. - Parlak, parlayan. YALTIRAK: (Tür.) Er. 1. Işık, parıltı. 2. Kuyruklu yıldız. YALTIRAY: (Tür.) Er. - (bkz. Yaltır). Ayın ışıltısı. YALVAÇ: (Tür.) Er. - (bkz. Yalavaç). YAMAÇ: (Tür.) Er. 1. Dağın ya da tepenin herhangi bir yanı. Karşı. Yan. 2. Yakın. 3. Bedel, karşılık. YAMAN: (Tür.) Er. 1. Kötü, korkulan, şiddetli. 2. Cesur, güçlü. 3. İşbilir, kurnaz, becerikli. YAMANER: (Tür.) Er. - Güçlü, cesur erkek. YAMANÖZ: (Tür.) Er. - Özü güçlü olan. YANAÇ: (Tür.) Er. - Yön, taraf. YANAL: (Tür.) Er. 1. Yanda olan, yana düşen. 2. Alaca, değişik renkli. 3. Kırmızı pembe. 4. Nehir yatağı. YANAR: (Tür.) Er. 1. Parlayan, parıldayan. 2. Kaplıca. 3. Aralık ve Ocak ayı. YANIK: (Tür.) Er. 1. Yanmış olan, esmer. 2. Duygulu, dokunaklı. 3. Kavruk, gelişmemiş. 4. Aşık. YANIKER: (Tür.) Er. - Aşık, vurgun kimse. YANKI: (Tür.) - Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses, ses yansıması. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YAPINCAK: (Tür.) Ka. - Seyrek taneli, kırmızı bereli bir üzüm türü. YAPRAK: (Tür.) Ka. 1. Bitkilerde ekseriya klorofilli, yeşil renkli, çeşitli şekil ve yapıda olan soluk almaya yarayan uzantı. 2. Kitap yaprağı, varak. YAREN: (Fars.) Er. - Arkadaş, dost, yakın dost. YARIDİL: (Fars.) - Gönül arkadaşı, sevgili. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YARKAYA: (Tür.) Er. - Sarp, uçurumlu kaya. YARKIN: (Tür.) - Şimşek, ışık, ışıklı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YARLIK: (Tür.) Er. 1. Buyruk, ferman. Yasa, kanun. 2. Yoksul, acınan. 3. Bağış, lütuf. YARUK: (Tür.) Er. - Işık, aydınlık, parlaklık, parıltı. YASA: (Tür.) Er. - Sevinç memnuniyet, beğenme ve alkış ifade eder; yaşasın, ömrü çok olsun, aferin. YASAN: (Tür.) Er. 1. Tertip, düzen. 2. İmge, belirti. 3. Bir işi yapma isteği, karar. 4. Öngörü. 5. Baskın. YASAVUL: (Tür.) Er. 1. Koruyucu muhafız. 2. İlhanlılar devrinde ordu müfettişliği yapan kimse. 3. Jandarma, polis. YASEMİN: (Fars.) Ka. - Zeytingillerden, güzel kokulu ve ekseriya beyaz veya sarı çiçek açan sarılgan ağaççık (jasminum). YASER: (Ar.) Er. - Bolluk, varlık, zenginlik, varlıklılık. YASİN: (Ar.) Er. - Kur'an-ı Kerim'in 36. suresinin başlangıcı. Asıl manası bilinmemekle birlikte, "Ey insan, Ey Seyyid" gibi muhtelif anlamlar çıkarılmıştır. YASUN: (Tür.) Er. 1. Tarz, üslup, töre. 2. Doğa, tabiat. YAŞAM: (Tür.) - Doğumdan ölüme kadar geçen süre, hayat. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YAŞANUR: (Tür.) - (bkz. Yaşa). -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YAŞAR: (Tür.) - Doğan çocuğun uzun ömürlü olması dileğiyle konulan adlardır. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YAŞIK: (Tür.) Er. - Işık, parıltı, parlaklık. YAŞIL: (Tür.) Er. 1. Yeşil. 2. Erkek ördek. YAŞIN: (Tür.) 1. Işık, parlaklık. 2. Gizli. 3. Şimşek. YATMAN: (Tür.) Er. - Boyun eğen, uysal, yumuşak başlı kimse. YATUK: (Tür.) Er. 1. Kanun, santur vb. sazların genel adı. 2. Saklanan kullanılmayan şey. 3. Tembel. YAVER: (Fars.) Er. - Yardımcı. YAVEŞ: (Tür.) Er. 1. Ağırbaşlı, yumuşak huylu, sakin. 2. Şefkatli, sevecen. YAVUZ: (Tür.) Er. 1. Yaman güçlü, güzel. 2. Sert, şiddetli, çetin, keskin. 3. Fevkalade, ala, müstesna. 4. Kötü, fena azgın. Yavuz Sultan Selim. Hilafetin Osmanlılara geçmesini sağlayan dokuzuncu Osmanlı padişahı. YAVUZALP: (Tür.) Er. - (bkz. Yavuz). Çetin ve mücadeleci yiğit. YAVUZAY: (Tür.) Er. - (bkz. Yavuz). Ayın en güzel hali. YAVUZCAN: (Tür.) Er. - Güçlü kişiliği olan, kimse. YAVUZER: (Tür.) Er. - Cesur, güçlü erkek. YAVUZHAN: (Tür.) Er. - Güçlü hükümdar, hakan. YAY: (Tür.) Er. 1. Ok atmaya yarayan, iki ucu arasına kiriş gerilmiş eğri ağaç ya da metal çubuk. 2. Burç. YAYALP: (Tür.) Er. - (bkz. Yay). -Sportmen. YAYBÜKE: (Tür.) Er. - (bkz. Yay). YAYGIR: (Tür.) Er. - Gökkuşağı. YAYLA: (Tür.) Ka. - Deniz yüzeyinden yüksek, yaz mevsiminde oturulan serin ve yüksek yerler. YAZGAN: (Tür.) Er. - Yazan, yazar. YAZGANALP: (Tür.) Er. - (bkz. Yazgan). YAZGI: (Tür.) - Kader, alın yazısı. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YAZGÜLÜ: (Tür.) Ka. - Yazın açan gül. YAZIR: (Tür.) Er. - Oğuzların, Bozok kolunun Ayhan soyundan gelen bir Türkmen boyunun adı. YEDİER: (Tür.) Er. - (bkz. Yediger). YEDİGER: (Tür.) Er. - Büyük ayı takım yıldızı. YEDİVEREN: (Tür.) Ka. - Yılda her mevsim çiçek açan gül. YEFA: (Ar.) - Yüksek yer. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YEGAH: (Fars.) Ka. - Türk müziğinin en eski makamlarından bir terkib. YEGAN: (Fars.) Er. - Tekler, birler. YEGANE: (Fars.) Ka. - Biricik, tek. YEĞİN: (Tür.) Er. 1. Zorlu, katı, şiddetli. 2. Baskın, üstün. Yiğit, güçlü, çalışkan. 3. Bereketli, bol. 4. İyiliği seven. 5. Yakışıklı, güzel, ince. 6. Uygun yerinde. YEĞİNER: (Tür.) Er. - (bkz. Yeğin). YEĞREK: (Tür.) Er. 1. İyilik sever. 2. Güzel. 3. Fazla, çok. YEHUD: (Ar.) Er. - Yahudi, Hz. Ya'kub'un oğlu Yahuda soyundan gelenler, İsrailoğulları. YEHUDA: (Ar.) Er. - Hz. Ya'kub'un on iki oğlunun en büyüğü. YEKÇEŞME: (Fars.) Ka. 1. Tek gözlü. 2. (Tür.) Güneş. YEKDANE: (Fars.) Ka. 1. Eşi benzeri olmayan, tek. 2. Bir çeşit gerdanlık. YEKPARE: (Fars.) Ka. - Tek parça, bütün, som. YEKRENG: (Fars.) Ka. 1. Bir renkte olan. 2. Sözünün eri olan. 3. Meşhur bir çeşit lale. YEKRU: (Fars.) Er. 1. Bir yüzlü, iki yüzlü olmayan. 2. Güvenilir dost. YEKRUYE: (Fars.) Ka. - (bkz. Yekru). YEKSAN: (Fars.) 1. Düz. 2. Bir, beraber. 3. Her zaman, bir düzeyde. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YEKSARE: (Fars.) Ka. - (bkz. Yekser). YEKSER: (Fars.) Er. 1. Yalnız başına. 2. Bir baştan bir başa. 3. Ansızın, nagehan. YEKTA: (Fars.) Er. 1. Tek, yalnız. 2. Eşsiz, benzersiz. YELAL: (Tür.) Er. - Rüzgar, yel, esinti. YELDÂ: (Fars.) Ka. - Uzun ve siyah şey. Şeb-i yelda; uzun gece. YELDAN: (Tür.) Er. - Hızlı, süratli. YELEN: (Tür.) Er. 1. Arzu, istek. 2. Fırtına. YELER: (Tür.) Er. - Yel gibi hızlı, çabuk kimse. YELESEN: (Tür.) Er. - Yel gibi hızlı, çabuk. YELİZ: (Tür.) Ka. - Güzel, havadar, aydınlık. YELMEN: (Tür.) Er. - Aceleci, hızlı davranan, canı tez kimse. YELTEKİN: (Tür.) Er. - (bkz.Yeler). YENAL: (Tür.) Er. - Galip gelmek, zafer kazanmaktan emir. YENAY: (Tür.) - Yeni ay, hilal-i ayça. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YENBU: (Ar.) - Pınar, çeşme, kaynak. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YENER: (Tür.) - Üstün gelen, kazanan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YENGİ: (Tür.) Er. - Zafer, utku, yenme, alt etme. YENİSEY: (Tür.) Er. - Eski SSCB'de 3800 km uzunluğundaki ırmak. YENİSU: (Tür.) - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YEREL: (Tür.) - Belirli bir yer ile ilgili olan, örf. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YERGİN: (Tür.) Er. - Hüzünlü, tasalı, kaygılı. YERHUM: (Ar.) Er. - Erkek kartal. YERSEL: (Tür.) - Yere ait, yerle ilgili. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YERTAN: (Tür.) Er. - Güneşin ilk ışıklan. YESAR: (Ar.) Er. 1. Varlık, zenginlik. 2. Sol, sol tarafı. YESARET: (Ar.) Ka. 1. Kolaylık. 2. Zenginlik. YESÂRİ: (Ar.) Er. 1. Sol, solla ilgili, sol tarafa ait. 2. Zenginlikle ilgili. YESÜGEY: (Tür.) Er. - Cengiz Han'ın babası, Kubilay Han'ın kardeşi olan Türk- Moğol hükümdarı. YEŞİL: (Tür.) Ka. 1. San ile mavinin karışımından oluşan, çoğu bitki yapraklarında görülen renk. 2. Genç, taze. 3. Koyu al renkte at. 4. Yeşil başlı yaban ördeği. YEŞİM: (Ar.) Ka. - Açık yeşil ve pembe renkli, kolay işlenen, değerli bir taş. YETEN: (Tür.) 1. Yetişen, ulaşan. Olgun, olgunlaşan. 2. Süresi dolan, günü gelen. 3. Tüm canlılar, herkes. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YETENER: (Tür.) Er. - Olgun erkek. YETER: (Tür.) - Sonuncu olması istenen çocuklara verilen adlardır. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YETİK: (Tür.) Er. 1. Yetişmiş, erişmiş, büyümüş. Bilgili, olgun. 2. Güç işleri başaran, becerikli. 3. Delikanlı. 4. İri, büyük. YETİŞ: (Tür.) - Amacına ulaş, isteğine kavuş. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YETİŞEN: (Tür.) - Ulaşan, kavuşan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YETKİN: (Tür.) - Gerekli olgunluğa erişmiş olan, ergin. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. YETKİNER: (Tür.) Er. - Olgun, kişilikli bilge. YEZDAN: (Fars) 1. Zerdüştlerin iyilik tanrısı. 2. Allah. - İsim olarak kullanılmaz. YEZİD: (Ar.) Er. - Emevi halifesi Muaviye'nin 3. oğlu. YIBAR: (Tür.) Er. - Misk, amber, güzel koku. YİĞİT: (Tür.) Er. 1. Güçlü, yürekli, kahraman, alp 2. Delikanlı, genç, erkek. 3. Gözüpek, düşüncelerini açıkça söylemekten kaçınmayan kimse. YİĞİTCAN: (Tür.) Er. - Güçlü, korkusuz, kahraman. YİĞİTER: (Tür.) Er. - (bkz. Yiğit-can). YİĞİTHAN: (Tür.) Er. - Yiğit, cesur hakan. YİĞİTKAN: (Tür.) Er. - Güçlü, cesur soydan gelen. YILDANUR: (Tür.) Ka. - Seneyi aydınlatan, ışık saçan. YILDIKU: (Tür.) Ka. 1. Yıldız. 2. Ünlü Hun hükümdarı Atilla'nın son karısı. YILDIR: (Tür.) Er. - Parlak, parlayan, ışıklı ışık. YILDIRALP: (Tür.) Er. - (bkz. Yıldır). YILDIRAN: (Tür.) Er. - Parlayan, ışıldayan, ışık saçan. YILDIRAY: (Tür.) Er. - Parlak, ışık saçan ay. YILDIRIM: (Tür.) Er. 1. Büyük ışık parlaması ve gök gürültüsüyle ortaya çıkan bulutlar arasında veya buluttan yere elektrik boşalması, saika. 2. Şiddetli, süratli, çabuk! Yıldırım harekatı. Ünlü Osmanlı padişahı: Yıldırım Bayezid. YILDIZ: (Tür.) Ka. 1. Geceleri gökte çıplak gözle ışıklı bir nokta olarak görülen gök cismi, necm, kevkeb, si-tare, ahter. 2. Bir noktadan çevreye beş veya daha fazla çıkıntısı olan köşeli. 3. Baht, talih. 4. Mesleğinde çok parlamış kimse ve daha çok parlamış kimse, sinema sanatçısı. 5. Kuzey (Denizcilikte). YILDIZHAN: (Tür.) Er. - Yıldızların hakanı. YILHAN: (Tür.) Er. - Yıl - han. YILKAN: (Tür.) Er. - Yıl - kan. YILMA: (Tür.) Er. - Vazgeçme, korkma, doğru yoldan yürümekten ayrılma, yılma. YILMAZ: (Tür.) Er. - Yılmayan, bıkmayan, azimli, sebatlı. YILŞEN: (Tür.) Ka. - (bkz. Yıldanur). YOĞUN: (Tür.) Er. 1. Oylumuna oranla ağırlığı çok olan. 2. Dolu, sık. 3. Kalabalık. 4. İri, kaba, kalın.al_erbil Kullanıcısının İmzası