dosteli
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

dosteli

dinimiz,hakinda,her.sey,bulabilirsiniz
 
AnasayfaGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

K....

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
al_erbil
al_erbil
Cinsiyet: Erkek
Ne Mutlu Türküm Diyene !!!!®
Yaş : 47
Kayıt tarihi : 31/10/08
Mesaj Sayısı : 542
Nerden : islamdunyasindan
http://www.ask-mekani.benimforum.org
MesajKonu: K.... K.... EmptyÇarş. Kas. 05, 2008 5:44 pm

KAAN: (Tür.) Er. 1. Çin ve Moğol imparatorlarına verilen isim. 2. Hakan, hükümdar.

KA'B: (Ar.) Er. 1. Topuk kemiği, aşık kemiği anlamında. 2. (Mecazen): Şeref, şan, onur anlamında kullanılır. 3. Ka'b b. Züheyr (Vll.yy.): Sahabedendir. Rasulullah için okuduğu Kaside-i Bürde çok meşhurdur. Birçok dillere çevirisi yapıldı.

KABİL: (Ar.) Er. 1. Olabilir, mümkün. 2. Cins, soy, sınıf, tür, çeşit. -Hz. Âdem'in büyük oğlu olup kardeşi Habil'i öldürmüş ve yeryüzünde ilk kan döken insan olmuştur.

KADEM: (Ar.). 1. Ayak. 2. Adım. 3.

Yarım arşın uzunluğunda bir ölçek. 4 Uğur. - Kadın ve erkek adı olarak kullanılır.

KADEMRAN: (Fars.). 1. İlerleyen. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

KADER: (Ar.) Ka. 1. İman esaslarından, Allah'ın bütün yaratıklar için hüküm ve irade ettiği hallerin oluş şekli,

alın yazısı, takdir. 2. Talih, baht. 3. Kötü talih. 4. Güç kuvvet.

KADI: (Ar.) Er. 1. Hüküm, karar, hakimlik. 2. Seri devlette, mahkeme reisi. İlim sahibi yetkili. Kadı İyaz: (İyaz b. Musa b. Ümran es-Sebtî: (1083-1149). Meşhur fıkıh ve hadis bilgini. İspanya'da Gırnata kadılığı yaptı. 20'yi aşkın eseri vardır.

KADİFE: (Ar.) Ka. - Yüzü ince sık tüylü, parlak ve yumuşak kumaş.

KADİM: (Ar.) Er. 1. Ayak basan, ulaşan, varan. 2. Ezeli, evvelsiz. 3. Çok eski zamanlara ait eski atik. 4. Yıllanmış. - Kelam-ı Kadim, Kur'an-ı Kerim.

KADIN: (Tür.) Ka. 1.Yetişkin dişi insan. 2. Evlenmiş kadın. 3. Evli ve itibarlı kadın, hanım.

KADİR: (Ar.) Er. 1. Değer, kıymet, itibar. 2. Parlaklık. 3. Kudret sahibi kudretli, kuvvetli, güçlü. 4. Allah'ın isimlerinden. Kur'an-ı Kerim'de 50'ye yakın yerde geçmektedir. Başına"abd" takısı olarak "Abdülkadir" olarak kullanılır.

KADİRBİLLAH: (Ar.) Er. 1. Allah'la güçlenen. Gücünü Allah'tan alan. 2. Ebu'l-Ahmed b. İshak. Abbasi halifesi (Öl. 1031). Halife Muktedir'in torunu.

KADİRE: (Ar.) Ka. - Güçlü kuvvetli.

KADİRŞAH: (a.f.i.) Er. 1. Güçlü, kuvvetli hükümdar, padişah. 2. Kadir ve şah kelimelerinden türetilmiş birlesik isimdir.

KADREDDİN: (Ar.) Er. - Dinin kudreti, gücü. - Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır.

KADRİ: (Ar.) Er. 1. Değer, itibar. 2. Onur, şeref, haysiyet, meziyet. 3. Rütbe, derece.

KADRİCAN: (a.f.i.) Er. - Değerli, itibarlı, can, ruh. - Kadri ve Can isimlerinden meydana gelen birleşik isim.

KADRİHAN: (a.t.i.) Er. – Değerli hükümdar, yönetici.

KADRİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Kadri).

KÂFİ: (Ar.) Er. - El veren, yeter, yetecek, yetişen, kifayet eden.

KAFİYE: (Ar.) Ka. 1. Şiirde, mısra sonunda yer alan kelimelerin ses benzerliği, ses uyuşması, uyak. 2. Eski nesrimizde zaman zaman yer alan ses benzerliği ve uygunluğuna dayanan sanat, seci.

KAĞAN: (Tür.) Er. 1. Hakan, imparator. 2. Kükremiş, öfkelenmiş, kükreyen, öfkelenen.

KAHHAR: (Ar.). 1. Ziyadesiyle kahreden, kahredici, yok edici batırıcı. 2. Allah'ın isimlerinden. - İsim olarak kullanılmaz. - (bkz. Abdülkahhar).

KAHİR: (Ar.) 1. Allah'ın sıfatlarındandır. Kur'an-ı Kerim'de iki yerde geçer. 2. Kahredici, zorlayan. 3. Yok eden. 4. Ezici kuvvet. Kahir Billah: Abbasi halifesi. (Ebu Mansur Muhammed el-Mutezid). Muktedir'in kardeşi.

KAHRAMAN: (Fars.) Er. 1. Yiğit, cesur, (bahadır). 2. Hüküm sahibi, iş buyuran. 3. Fars mitolojisinde Rüstem'in yendiği kimse. - (bkz. Bahadır).

KÂHTA: (Tür.) Er. - Fırat nehri kollarından birinin adı, Malatya'da aynı isimle yerleşim bölgesi vardır.

KÂHYA: (Fars.) Er. 1. Efendi, emir. 2. Ev sahibi, aile reisi. 3. Çiftlik yöneticisi.

KAİD: (Ar.) Er. 1. Rehber kumandan. 2. Atlan yedekte götüren. 3. Oturan, ikamet eden.

KAİDE: (Ar.) Ka. 1. Oturan. 2. Temel, esas. 3. Başkent.

KAİM: (Ar.) Er. 1. Duran, ayakta duran. 2. Bir şeyi yapan icra eden. 3. Allah'ın emrini ifa eden.

KAİME: (Ar.) Ka. 1. (bkz. Kaim). 2. Türklerde kağıt para manasına gelmektedir.

KÂİNAT: (Ar.) Er. 1. Var olanların hepsi. Yaratıklar. Yer gök. - (bkz. Evren).

KALAGAY: (Tür.) Er. - Al, kırmızı renk.

KALENDER: (Fars.) Er. 1. Dünyadan elini eteğini çekip başı boş dolaşan. 2. Alçak gönüllü, gurur ve kibirden uzak, üstüne başına dikkat etmeyen bulduğu ile yetinen kimse.

KALGAY: (Tür.) Er. 1. İzci kumandanı. 2. Kırım hanlığında veliahta verilen unvan.

KALHAN: (Tür.) Er. 1. (bkz. Kalgay). 2. Kahramanoğulları'nın han soyundan, ceddi de Kalhan adını taşımaktadır.

KAM: (Ar.) Er. 1. Hekim. 2. Düşünür. 3. Büyücü, sihirbaz.

KAMACI: (Tür.) Er. - Top kaması yapan ya da onaran kimse.

KAMANBAY: (Tür.) Er. - (bkz. Kamar).

KAMAN: (Tür.) Er. - Dağların doruğuna yakın olan yerler.

KAMARAN: (Ar.) Ka. - Kızıl Deniz'de Yemen kıyılan yakınında bir ada.

KAMBAY: (Tür.) Er. - Hekim, tabib, doktor.

KAMBER: (Ar.). 1. Sadık dost, köle. 2. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

KAMBİN: (Fars.) Ka. - Mutlu, bahtiyar.

KÂME: (Fars.) Ka. - Kâm, istek, arzu.

KAMELYA: (Ar.) Ka. 1. Çaygillerden, büyük beyaz, kırmızı veya penbe renkte çiçekler açan dayanıklı yapraklı bir bitki. 2. Yabangülü, çingülü.

KAMER: (Ar.). 1. Ay. 2. Sadık hizmetkâr. 3. Kur'an-ı Kerim'in 54. suresi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

KÂMİL: (Ar.) Er. 1. Bütün tam noksansız, eksiksiz. 2. Kemale ermiş olgun. 3. Yaşını başını almış terbiyeli, görgülü. 4. Alim, bilgin, geniş bilgili. - (bkz. Kemal).

KÂMİLE: (Ar.) Ka. - (bkz. Kamil).

KAMRAN: (Fars.) Er. - İsteğine kavuşmuş olan.

KÂMURÂN: (Fars.). 1. Kâm sürücü, süren, arzusuna isteğine kavuşmuş mutlu. 2. Arzusuna erişen, bahtiyar, mutlu. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

KÂMVER: (Fars.) Er. - İsteğine kavuşmuş, mutlu.

KANBER: (Ar.) Er. 1. Hz. Ali'nin sadık, vefakâr kölesi. 2. Bir evin gediklisi.

KANDEMİR: (Tür.) Er. - Güçlü soydan gelen.

KANİ': (Ar.) Er. 1. Kanaat eden, yeter, bulup fazlasını istemeyen. 2. İnanmış kanmış.

KANİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Kani).

KANSU: (Tür.) Ka. 1. Çin'in kuzey batısında önemli bir sınır kenti. 2. Çin'de müslümanların en çok bulunduğu eyalet.

KANTARA: (Ar.). 1. Köprü, özellikle taştan yapılmış. 2. Su yolu, bend, hisar anlamına da gelir. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

KANUN: (Ar.) Er. 1. Devletin teşri, yasama kuvveti tarafından herkesçe uyulmak üzere konulan her türlü nizam, kaide kural. 2. Herhangi bir mevzu üzerindeki kanunu taşıyan kitap.

KANUNİ: (Ar.) Er. 1. Kanuna ait kararla ilgili. 2. Osmanlıların 10. padişahı Sultan 4. Süleyman'ın lakabı, Osmanlıların yükselme devrinin son padişahı. - Daha çok lakab olarak kullanılır.

KANVER: (Tür.) Er. - Kanını ver, asil.

KAPAR: (Tür.) Er. - Akıl, ruh.

KAPKIN: (Tür.) Er. - Uygun, düzenli.

KAPLAN: (Tür.) Vahşi kedigillerden, benekli, yırtıcı hayvan.

KAPLAN GİRAY: (Tür.) Er. -(1680-1738) yıllan arasında Kırım hanı oldu. 3 defa han olmuştur.

KAPSAM: (Tür.) - Şümul ihtiva, ihata, istiab, manalarına gelen uydurma bir kelime. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

KAPTAN: (İtal). 1. Bir geminin sevk ve idare sorumlusu. 2. Şehirlerarası otobüs şoförü. 3. Baş pilot.

KARAALP: (Tür.) Er. - Esmer, kara yağız yiğit.

KARABEY: (Tür.) Er. - (bkz. Karacabey).

KARABUĞRA: (Tür.) Er. - Esmer, erkek deve.

KARACA: (Tür.) Er. 1. Rengi karaya çalan, esmer, yağız. 2. Geyikgillerden, küçük, boynuzlu, güzel görünüşlü av hayvanı. 3. Üst kol.

KARACABEY: (Tür.) Er. - Esmer bey, rengi karaya çalan.

KARACAN: (Tür.) Er. - (bkz. Karaca).

KARAHAN: (Tür.) Er. - Esmer bey, Esmer hükümdar. Karahanlılar devletinin kurucusu.

KARAKAN: (Tür.) Er. - Bir tür dağ ağacı.

KARAMAN: (Tür.) Er. 1. Esmer, yağız insan. 2. Güneybatı'da esen yel.

KARANALP: (Tür.) Er. - Karayağız, kahraman yiğit.

KARANFİL: (Ar.) Ka. - Bir çeşit kokulu çiçek.

KARANI: (Ar.) Er. 1. Orta Anadolu'da bir köy. 2. Veysel Karani'nin doğduğu yer.

KARASU: (Tür.) Er. 1. Ağır akan su. 2. Çoğunlukla gözün iç basıncının çoğalmasıyla kendini gösteren körlüğe neden olabilen bir göz hastalığı.

KARATEĞİN: (Tür.) Er. - Amuderya'yı vücuda getiren nehirlerden Surhab üzerinde önemli bir kent.

KARÇİÇEĞİ: (Tür.) Ka. - Süsengillerden, beyaz pembe çiçekler açan so­ğanlı bitki.

KARDELEN: (Tür.) Ka. 1. Çiğdem. 2. Nergisgillerden baharda çok erken çiçek açan soğanlı bir bitki.

KÂRDİDE: (Fars.). - İş bilir, uyanık, tecrübeli. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

KARGIN: (Tür.) Er. 1. Taşkın su. 2. Bol, çok. 3. Doymuş, tok. 4. Erimiş buz ve kar parçalarının oluşturduğu akarsu. 5. Çağlayan.

KARGINALP: (Tür.) Er. - Coşkulu, taşkın, hareketli yiğit.

KARHAN: (Tür.) Er. - (bkz. Kargın).

KARİN: (Ar.) Er.l. Yakın. 2. Nail olan. 3. Hısım komşu. 4. Mabeynci.

KARLUK: (Tür.) Er. - Türk boylarından biri.

KARLUKHAN: (Tür.) Er. - (bkz. Karluk).

KARMEN: (Fars.) Ka. - Parlak kırmızı renk.

KARNEYN: (Ar.) Er. 1. İki boynuz. 2. Zülkarneyn: Kur'an-ı Kerim'de Kehf 83, 86, 94. ayetlerde adı geçen ve nebi mi, veli mi olduğunda tereddüt edilen zat. 3. Büyük İskender.

KARTAL: (Tür.) Er. 1. Kartalgillerden, beyazla karışık siyah tüylü, kıvrık ve kuvvetli gagalı, geniş kanatlı büyük yırtıcı kuş. 2. Yeniden diriliş ve güçlülük sembolü.

KARTAY: (Tür.). Er. - Yaşlı, pir.

KARTEKİN: - (bkz. Kartay).

KARUN: (Ar.) Er. 1. Beni İsrail'de zenginliğiyle meşhur olan ve bu yüzden kendisini herşeyin sahibi gibi görmeye başlayıp Allah'a karşı büyüklenen, belki de dünya kapitalistle­rinin en eskisi ve en büyüğü olan kişi. Hz. Musa dönemlerinde yaşamış bu müstekbir, ilahi kahır ve intikama uğrayarak bütün servetiyle birlikte ani bir zelzele ve tufan sonucu yerin dibine geçmiştir. 2. Hunnan ile Beni İsrail'e zulmeden Fir'avun'un müşrik nazırlarından. 3. Çok zengin kimse.

KARYE: (Ar.) Ka. - Köy küçük kasaba. Kabile reisi veya eşraftan birine oturduğu karyeyle aynı isim verilmektedir.

KASEM: (Ar.) Er. 1. Yemin etmek. 2. Bölmek.

KÂSİB: (Ar.) Er. - Kesbeden, kazanan, kazanç sahibi.

KÂSİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Kasib).

KASIM: (Ar.) Er. 1. Taksim eden, ayıran bölen. Kasım b. Muhammed (s.a.): Hz. Muhammed (s.a.s)'in oğlunun ismi. Küçük yaşta vefat etmiştir. 2. Kinci, ezici, ufaltıcı. 3. Yılın 11. ayı. 4. Yılın kış bölümü.

KÂŞİF: (Ar.) Er. - Keşfeden, bulan, meydana çıkaran.

KÂŞİFE: (Ar.) Ka. - (bkz. Kaşif).

KATADE: (Ar.) Er. - 13 yy.'dan itibaren Mekke'de hakim olan Şeriflerin atasına verilen ad.

KATİB: (Ar.) Er. 1. Yazıcı. Bir kuruluşta yazı işleriyle vazifeli kimse, sekreter. 2. Osmanlı devletinde divanın resmi yazılarını yazan vazifeli. 3. Devlet memuru. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır. - Katib Çelebi 1609-1658 yıllan arasında yaşamış ünlü bilgin. En mühim eseri Keşfü'z-Zünun'dur

KATİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Katib).

KATİFE: (Ar.) Ka. 1. Kadife. 2. Bir nevi çiçek.

KATRE: (Ar.) Ka. 1. Damla. Damlayan şey.

KAVAS: (Ar.) Er. - Okçu, tüfekçi, tüfekli alet.

KAVİ: (Ar.) Er. 1. Yakar, yakıcı. 2. Kuvvetli, güçlü. 3. Sağlam inanılır. 4. Zengin varlıklı.

KAVİS: (Ar.) Er. 1. Yay. 2. Gökyüzü, ay, burcu.

KAVİY: (Ar.) Er. 1. Kuvvetli, güçlü, dayanıklı, metin muhkem, sağlam. 2. Şiddetli, zorlu. 3. Kudret sahibi herşeye gücü yeten. Cenab-ı Hakk'ın güzel isimlerinden biri. Kur'an-ı Kerim'de 10'dan fazla yerde geçer.

KAVRAM: (Tür.). 1. Bir nesnenin zihindeki soyut ve güzel tasarımı, mefhum. 2. Nesnelerin ya da olayların ortak özelliklerini kapsayan ve ortak bir ad altında toplayan genel tasarım. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

KAVUŞUM: (Tür.). 1. Yeryuvarlağı bir uçta kalmak üzere yerin güneşin ve herhangi bir gezegenin bir doğru üzerine gelmeleri. 2. İçtima. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

KAYA: (Tür.) Er. 1. Büyük ve sert taş kütlesi. 2. Kayalık sarp dağ.

KAYAALP: (Tür.) Er. - Kaya gibi güçlü er.

KAYACAN: (Tür.) Er. - Canı kaya gibi güçlü.

KAYAER: (Tür.) Er. - Kaya gibi güçlü er.

KAYAN: (Tür.) 1. Akarsu sel. 2. Yassı, düz, kat kat oluşmuş taşlar. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
al_erbil Kullanıcısının İmzası
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

K....

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
dosteli :: ÇOCUKLAR DUNYASI :: Çocuk İsimleri Ve Anlamlari -