LÂHZA: (Ar.) Ka. 1. Bir bakış, bir göz atma. 2. Göz kırpacak kadar zaman an. 3. Bir kez göz kırpma.
LAJVERDİ: (Fars.) Ka. 1. Lacivert. 2. Koyu mavi değerli bir süs taşı.
LALE: (Fars.) Ka. 1. Zambakgillerden, uzun yapraklı, güzel ve çeşitli renklerde çiçekli soğanlı bir bitki. 2. Eskiden sucuların boyunlarına asılan iki ucu lale gibi kıvrak demir halka, pranga. 3. Ağaçtan meyve koparmaya yarayan ucu çatallı sırık.
LÂLEFAM: (Fars.) Ka. - Lale renginde.
LÂLEGUN: (Fars.) Ka. - Lale renginde.
LÂLEGÜL: (Fars.) Ka. - Türk musikisinde bir makam.
LALERUH: (Fars.) Ka. 1. Lale yanaklı, yanağı lale gibi kırmızı olan. 2. Türk müziğinde mürekkeb bir makam.
LÂLEVEŞ: (Fars.) Ka. - Lale gibi.
LÂLEZAR: (Fars.) Ka. - Lalelik, lale yetişen yer, lale bahçesi.
LÂMİ: (Ar.) Er. - Parlayan, parıldayan parlak. - Lamii: 1472-1532 yılları arasında yaşayan Türk edebiyatında haklı bir ün kazanmış mutasavvıf ve sanatkar.
LÂMİA: (Ar.) Ka. - (bkz. Lami).
LÂMİH: (Ar.) Er. 1. Hz. Nuh'un erkek kardeşi. 2. Parlayan, parıldayan, parlak.
LÂMİHA: (Ar.) Ka. - (bkz, Lamih).
LAMİNUR: (Ar.) - Nur saçarak parlayan. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
LÂNAZİR: (Ar.) - Eşsiz, benzersiz. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
LANE: (Fars.) Ka. - Yuva, ev, aşiyan.
LÂSİF: (Ar.) Er. - Parlayan, parlayıcı.
LÂTİF: (Ar.) Er. 1. Allah'ın isimlerindendir. 2. Yumuşak, hoş, güzel, nazik. 3. Bütün inceliklere vakıf. -"abd" takısı alarak kullanılabilir. (Abdüllatif).
LÂTİFE: (Ar.) Ka. - Güldürecek, tuhaf ve güzel söz ve hikaye şaka.
LÂTİME: (Ar.) Ka. - Misk, güzel koku.
LAVANTA: (İtal.) Ka. - Lavanta çiçeğinden elde edilen güzel koku.
LÂYEZAL: (Ar.) - Zevalsiz, bitimsiz. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılabilir.
LEZİR: (Fars.) - Akıllı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
LİSAN: (Ar.) 1. Dil. 2. Konuşulan dil. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
LİVA: (Ar.) Er. 1. Bayrak. 2. Mülki idarede kaza-vilayet arasında bir derece, sancak. 3. Tugay. 4. Tuğgeneral. 5. Livai saadet, Liva-i şerif. Hz. Muhammed (s.a.s)'in bayrağı Livaü'l-Hamd: Muhammed ümmetinin mahşer günü altında toplanacakları bayrak. Makam-ı Ahmedi.
LOKMAN: (Ar.) Er. 1. Eski kavimlerde, ahlaki öğütler veren hekim. 2. Kur'an-ı Kerim'de bir sure adı.
LULUBAR: (Ar.) Ka. - İnci yağmuru.
LUT: (Ar.) Er. 1. Hz. İbrahim'in peygamber yeğeni. 2. Kendisine itaat etmeyen ve eşcinsel olarak yaşamayı adet edinmiş olan Sodom ve Gomorrah halkına gelmiştir. Hanımı da helak olanlar arasındadır. Lut (a.s.) Kur'an'da adı geçen peygamberlerdendir.
LÜBBETÜLAYN: (Ar.) Ka. - Göz bebeği.
LÜTFİ: (Ar.) Er. - Hoşluk, güzellik, iyi davranış.
LÜTFİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Lütfı).
LÜTFULLAH: (Ar.) Er. - Allah'ın lütfü. Allah'ın iyi, hoş ve letafet sahibi kıldığı kişi demektir.