al_erbil
Cinsiyet:
Ne Mutlu Türküm Diyene !!!!®
Yaş : 47
Kayıt tarihi : 31/10/08
Mesaj Sayısı : 542
Nerden : islamdunyasindan
Konu: P.... Çarş. Kas. 05, 2008 5:40 pm
PADİŞAH: (Fars.) - Hükümdar. PAHA: (Tür.) - Değer, fîat, eder, tutar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. PAKALIN: (f.t.i.) Er. - Dürüst, doğru iyi tanınmış kimseler. PAKAN: (Fars.) Er. 1. Temizler, anlar. 2. Veliler, ermişler, evliya. PAKEL: (f.t.i.) Er. - İyi işler yapan, doğru kimse. PAKER: (f.t.i.) Er. - Temiz, dürüst, iyi kimse. PAKİZE: (Fars.) Ka. - Temiz, saf, halis, lekesiz. PAKKAN: (f.t.i.) Er. - Temiz soydan gelen kimse. PAKSAN: (f.t.i.) Er. - Temiz, doğru namuslu tanınmış kimse. PAKSOY: (f.t.i.) Er. - Temiz soydan gelen. PAKSU: (f.t.i.) Er. - Temiz su. Billur gibi arı duru, şahsiyetli. PAKSÜT: (f.ı.i.) Er. - Sütü temiz. PALA: (Tür.) Er. - Kısa ve geniş kılıç. PALATEKİN: (Tür.) Er. - Emniyet, güven ve cesaret telkin eden kişi. PALATİMUR: (Tür.) Er. - Demir pala. Sert ve katı yapılı, güçlü. PALAY: (Fars.) Er. - Yedek at. PALAZ: (Tür.) Er. 1. Kimi kuş yavrularının civcivlikten sonraki durumu. 2. Güzel, canlı, gürbüz, şişman. 3. Dağınık. PALMİYE: (Fran.) Ka. - Süs olarak kullanılan bir nevi hurma ağacı. PAMİR: (Tür.) Er. 1. Orta Asya'da yükseltisi 7000 m'yi geçen yüksek dağlık külle. 2. (Fars.) Dünyanın çatısı. PAMİRHAN: (Tür.) Er. - Pamir han. PAPATYA: (Tür.) Ka. - İlkbaharda çiçek açan, taç yapraklı, beyaz, ortası sarı kümeçli bir kır çiçeği. PARLA: (Tür.) Ka. 1. Işık saç, ışılda. 2. Ün kazan, tanın. PARLAK: (Tür.) Ka. 1. Parlayan, ışıldayan. Temiz. 2. Çok başarılı. PARLANUR: (Tür.) Ka. - Nur gibi parla. Parla nur. PARLAR: (Tür.) Ka. - Işık saçar, ışıldar, aydınlık verir. PARSA: (Fars.) Er. 1. Sofu, dinine bağlı. 2. İffetli, namuslu, temiz, doğru. PARSBAY: (f.t.i.) Er. - Pars gibi güçlü ve çevik. PARSHAN: ( f.t.i.) Er. - (bkz. Parsbay). PARSKAN: ( f.t.i.) Er. - Kanında atılganlık, cesaret ve saldırganlık taşıyan. PAŞA: (Tür.) Er. 1. Osmanlı devletinde yüksek rütbeli askerlere verilen unvan. General. 2.Uslu, ağırbaşlı. PAYAM: (Tür.) Er. - Badem. PAYAN: (Fars.) - Son nihayet. Uç, kenar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. PAYE: (Fars.) 1. Aşama, rütbe, derece. 2. Basamak, merdiven basamağı. 3.. İkizlerin bir yıldızı, cevza burcu. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. PAYİDAR: (Fars.) 1. Saygın, rütbeli. 2. Sağlam, sürekli. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. PAYİZ: (Fars.) Er. - Güz, sonbahar. Yaşlılık. PAYZEN: (Fars.) Er. 1. Tutsak, esir. Suçlu. Ayağına pranga vurulmuş kimse. 2. Rençber. PAZVANTI: (Fars.) Er. - Osmanlı devletinde, Rumeli bölgesinde gece bekçilerine verilen ad. PEDÜK: (Tür.) Er. - Yüce, yüksek. PEHLEVİ: (Fars.) Er. 1. Şehir. 2. Kahraman, yiğit. PEHLİVAN: (Fars.) Er. 1. Güreşçi. 2. Boylu boslu, iri yan, güçlü kimse, yiğit. PEKAL: (Tür.) Er. - Pek al. PEKALP: (Tür.) Er. - Güçlü, sert, kahraman yiğit. PEKART: (Tür.) Er. - Sağlam dönülmez yemin. Pek ant. PEKAY: (Tür.) Ka. - Pek ay. PEKDEĞER: (Tür.) - Çok değerli, çok kıymetli. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. PEKDEMİR: (Tür.) Er. - Sert, sağlam, demir gibi. PEKEL: (Tür.) Er. - Güçlü el. Pek el. PEKER: (Tür.) Er. - Güçlü kimse. Gözüpek, cesur yapılı. PEKERGİN: (Tür.) Er. - Olgun kimse. PEKGÖZ: (Tür.) Er. - Cesur, yiğit. PEKİN: (Tür.) Er. - Üzerinde kuşku duyulmayan, kesinlikle bilinen, kesin. PEKİNER: (Tür.) Er. - (bkz. Pekin). PEKİNTÜRK: (Tür.) Er. - Pekin Türk. PEKKAN: (Tür.) Ka. - Sağlam temiz kandan gelen. Soylu. PEKOL: (Tür.) Er. - Sert, sağlam, dayanıklı ol. PEKÖZ: (Tür.) - Özü sağlam kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. PEKŞEN: (Tür.) - Neşeli, şen-şakrak, mutlu kimse. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. PEKTAŞI: (Tür.) Er. - Güçlü, sert taş. PEKTAY: (Tür.) Er. - Güçlü, sağlam tay. PEKTÜRK: (Tür.) Er. - Sağlam ve güçlü Türk. PEKÜN: (Tür.) Er. - Tanınmış güçlü isim. PEKÜSTÜN: (Tür.) Er. - Çok üstün, üstünlükte en iyi seviyede olan. PELİN: (Tür.) Ka. - Birleşikgillerden, keskin ve güzel kokulu, bir çeşit bitki. PELİT: (Tür.) - Çınar, meşe vb. ağaçların meyvesi. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. PEMBE: (Tür.) Ka. - Beyaz ve kırmızının karışmasından oluşan açık renk. PEMBEGÜL: (Tür.) Ka. - Pembe gül. PERÇEM: (Fars.) Ka. 1. Kâkül. Yele. 2. Mızrak, bayrak gibi şeylerin başlarına konan püskül. PERDAH: (Fars.) Er. 1. Cila, parlaklık, parlama. Parlatma, parlaklık verme. 2. Budanmış asmadan yeni süren çubuk. PEREN: (Fars.) Ka. - Ülker yıldızı, pervin, Süreyya. PERİ: (Fars.) Ka. 1. Dişi cin (güzel ve iyilik severlik sembolü olarak kabul edilirler). 2. Güzel kadın veya kız. PERİCAN: (Fars.) Ka. - (bkz. Peri). PERİDE: (Fars.) Ka. - Uçmuş, soluk, solmuş. PERİHAN: (Fars.) Ka. - Peri padişahı. Büyücü. PERİNÇEK: (Tür.) Er. - Özverili, fedakar, sadık. PERİRU: (Fars.) Ka. - Peri yüzlü, çok güzel. PERİVEŞ: (Fars.) Ka. - Peri gibi, çok güzel. PERİZ: (Fars.) Er. 1. Bağırma, haykırma. 2. Su kenarında yetişen yeşil saz, ot. PERİZAT: (Fars.) Ka. 1. Peri çocuğu. 2. Güzel, çok güzel. PERİZE: (Fars.) Ka. 1. Kırmızı altın. 2. Ateşte pişirilen ekmek. PERK: (Tür.) Er. - Katı, sert, güçlü berk. PERKEL: (Tür.) Er. - Güçlü er. PERKER: (Tür.) Er. - Güçlü kimse. PERKİN: (Tür.) Er. - Çok güçlü kuvvetli, sağlam kimse. PERMUN: (Fars.) Ka. - Bezek, süs. PERRAN: (Fars.) Ka. - Uçan, uçucu. PERRİN: (Fars.) Ka. - Nezaket, nazlılık. PERTAV: (Fars.) Er. 1. Atılma, sıçrama. 2. Uzağa düşen ok. PERTEV: (Fars.) Er. - Işık. Parlaklık. PERVA: (Fars.) 1. Korku. Çekingenlik. 2. İlgi, bağ. PERVER: (Fars.) Er. - Besleyen, besleyici, yetiştiren, yetiştirici, koruyan, terbiye eden. PERVİN: (Fars.) Ka. - Ülker süreyya. PERVİZ: (Fars.) Er. 1. Üstün. 2. Elek. Süzgeç. 3. Balık. 4. Güzellik. Cilve. 5. İran hükümdarı Hüsrev'in lakabı. PESEN: (Tür.) Kırağı, çiğ. Sis. İnce ince yağan kar, çisenti. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. PESENT: (Fars.) Ka. 1. Beğenen, beğenmiş. Beğenme, seçme. 2. Esmerleşmiş. 3. Altın, mat altın. PESİN: (Fars.) - Sonraki, en son. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. PEŞİN: (Fars.) Er. - Keykubat'ın üçüncü oğlu. PEŞREV: (Fars.) Er. 1. Türk müziğinin en meşhur saz eseri formu. 2. Güreşten önce güreşçilerin yaptıkları gösteri. PETEK: (Tür.) Ka. 1. Kovanda arıların içine bal yaptıkları göz, mum tekerleği. Kovan. 2. Minarenin şerefe ile külah arasındaki kısmı. Bacalarda külahın altındaki çıkıntılı kısım. PEYAM: (Fars.) Er. - Haber, başkasından alınan bilgi, nebe. PEYAMİ: (Fars.) Er. - Haberle, bilgi ile ilgili. PEYDA: (Fars.) Ka. - Meydanda açıkta. Hazır, mevcut. PEYGAMBER: (Fars.) - Allah tarafından kullarına haber götürmekle görevlendirilmiş seçkin insan. Nebi, Rasul. - Yalnız Peygamberlere mahsus bir isimdir. PEYKAN: (Fars.) Er. - Temren, başak, okun ucundaki sivri demir. PEYKE: (Fars.) Ka. - Kuru kanepe, tahta sedir. PEYKER: (Fars.) Ka. - Yüz, surat. PEYMA: (Fars.) Ka. - Ölçen, ölçücü. PEYMAN: (Fars.) Er. - Yemin, and, ahd. PEYMANE: (Fars.) Ka. - Büyük kadeh, şarap bardağı. PEYREV: (Fars.). - Ardı sıra giden. Arkasından giden, izinden yürüyen. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. PEYZAJ: (Fran.) Ka. - Kır resmi. PINAR: (Tür.) Ka. - Yerden kaynayıp çıkan su, kaynak, çeşme. Bir suyun çıktığı yer, su başı. Kaynak suyunun devamlı aktığı yer. PIRILTI: (Tür.) Ka. - Parıldayan şeyin çıkardığı ışık. Anlık ışık geçişi. PIRLANTA: (hal.) Ka. - Değerli bir tür elmas. PIRNAL: (Tür.) Ka. - Meşe ağacı çalısı. PITIRCA: (Tür.) Ka. - Koyu pembe renkli bir bahar çiçeği. PİNHAN: (Fars.) Ka. - Gizli. PİRANE: (Fars.) Er. - Yaşlılara yakışır şekilde, olgunca tavır. PİRAYE: (Fars.) Ka. - Süs, zinet. PİRUZ: (Fars.) Er. - Kutlu, hayırlı, uğurlu. PİRUZE: (Fars.) Ka. - Mavi renkli ve değerli bir süs taşı. PİYALE: (Fars.) Ka. - Kadeh, şarap bardağı. PLATİN: (Lat.) Ka. - Beyaz ve çok değerli bir maden. POLAT: (Fars.) Er. - Çelik. Güç, kuvvet. POLATALP: (Tür.) Er. - Çelik gibi güçlü yiğit. POLATHAN: (Tür.) Er. - (bkz. Polatalp). POLATKAN: (Tür.) Er. - Çelik gibi güçlü soydan gelen. POLATKILIÇ: (Tür.) Er. - İyi cins çelikten yapılma kılıç. POYRAZ: (Yun.) 1. Kuzeydoğudan esen soğuk rüzgar. 2. Kuzey. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. POZAN: (Tür.) Er. - Üzüm bağı. PÜRÇEK: (Tür.) Ka. - Şakaklardan sarkan saç, zülüf. Ağaç ve bitkilerin saçak gibi ince kökleri. Oya, püskül, saçak. PÜRÇİN: (Fars.) Ka. - Çok düşünceli, öfkeli. Kırışık. PÜRDİL: (Fars.) Er. - Yürekli, cesur. PÜREN: (Tür.) Ka. - Kimi ağaçlarda yapraklardan ayrı olarak süren ince yaprak. Çalılık ve sık otlu yerler. Sarı, kırmızı, çiçek açan ufak yapraklı anların çok sevdiği bir tür ot. Meşe ağacı filizi. PÜRFER: (Fars.) Ka. - Çok parlak, aydınlıkal_erbil Kullanıcısının İmzası